20 Kasım 2012 Salı

Dağ, en cesur Türk filmi olarak sinema tarihine geçecek!

Türk askerinin PKK ile mücadelesini anlatan Nefes'in ikircikli tutumundan sonra ilk defa bir Türk filmi, Dağ, PKK terörünü durdurmak, birlik ve dirliği sağlamak için zorunlu askerlik görevi sırasında şehit düşen Mehmetçik’in yanında yer alıyor. Şeksiz şüphesiz hem de. Kıvırtmadan, "Ben şöyle demek istemiştim de ama sen böyle anladın" demeden.
.
Hayret?

Bugüne kadar Antalya Altın Portakal, Adana Altın Koza, Malatya Kristal Kayısı, İstanbul Altın Lale ve Ankara gibi ülke içi birçok film festivalinde, TC vatandaşı Kürt milliyetçilerinin filmleri ödüllendirildi. Bu bir anlamda, aksi görüşlere yer yok diyen bir tutumdu. Böyle bilindiği halde Dağ filmi ekibi hangicesaretle ortaya çıktı?
.
Şaşırıyorum!

Dağ ekibi, size ödül vermeyecekler... Filminiz hakkında bin dereden su getirecekler. Sizin barıştan yana değil savaştan yana olduğunuzu söyleyecekler. Hiçbir şey bulamazlarsa, bari şunu şunu yapsaydı diye ahkâm kesecekler… Kozmopolit entelektüel arenada size istihfafla bakacaklar… Küçümseyecekler veya görmezden gelecekler. Çoğu zaman sizi yok farz edecekler. Çünkü o kafa, neredeyse Çanakkale'de Mehmetçik’in, ANZAC çocuklarını neden öldürdüğünü, hatta İstiklal Harbi’ne neden iştirak ettiklerini, zavallı (!) Yunan askerlerini neden denize döktüklerini bile sormaya başladı!

Aslen az nüfuslu bir gurup olduğu halde sesleri çok çıkan, dolayısıyla etki yaratan, nüfuzlu "Kanaat Mafyası"na rağmen bu cesareti nereden buldunuz siz?

Adınıza ben ürperdim. Allah yolunuzu açık etsin...

Dağ… İndimde en etkileyici, en cesur, gişede rekor ve festivallerde ödüllerle taltif edilmesi gereken bir film. Mehmetçik’in kendi vatandaşı tarafından arkadan vurulduğu vatan topraklarında neler yaşadığının küçücük bir kesiti ama doğru yaklaşımla aktarılmış bir kesiti. Çok zor olan kar çekimleri yanında, farklı kültürel ve ekonomik sınıftan gelen iki askerin oyunculuklarının doruğu çıkığı bir film (Bekir= Ufuk Bayraktar ve Oğuz = Çağlar Ertuğrul). Bekir’in iki arkadaşı ile rakı içerek Ankara havalarını dinledikleri sahnenin yeni nesil Türk sineması ikonografi birikimine şimdiden eklendiğini vurgulamadan geçemeyeceğim.

Büşra filmi ile tarafımdan bir hayli eleştirilen yönetmen Alper Çağlar’a gelince... Başörtülü bir genç kız ile züppe Türk entelijensiyasının teraziye vurulduğu Büşra, beni etkilememişti. Hatta yazımın adı, “Sevli Boylum Ak Türbanlım” idi. Ancak Dağ'daki tüm seçimlerin, tüm sinemasal unsurların yerli yerinde olduğunu, Alper Çağlar’ın bu ikinci filminde bir ustaya dönüştüğünü düşünüyorum!

Çağlar, iki baş karakterin dünyası ile Türkiye'nin askerlik konusundaki umumi havasını, erleri (evlatları) için kendini feda eden iki komutan karakteriyle muvazzafların askeri hayat ve geleneklerini çok tasarruflu ama derinlemesine anlatmayı başarıyor. Nefes filmindeki parçalanmış Atatürk büstü yerine dalgalanan Türk bayrağını çerçevesine alarak, egemenlik vurgusu yapıyor. Türkiye vatandaşı PKK’lıların, vatandaşları Türk’ü zevkle öldürüşünü vurgulayarak terörün ve teröristin 30 yıldır süren acımasızlığını keskin bir dille tespit ediyor.

Dağ, Nefes’te olduğu gibi PKK’lı teröristi, çatışmadan sonra yerde yumrukların sıkmış, direnen bir inat abidesi gibi göstermek yerine, boğazının acımadan kesilişini göstererek iki şey yapıyor. Kürt çocuklarının aslında birer gerilla değil, kurban olduğunuvurguluyor bir; bir de sürüp giden savaşın gerçek yüzünü, acımasız yanlarını gösteriyor (Bekir’in cinnet geçirerek telsiz kulesinde PKK’lıyı dipçik darbesiyle öldürmesi aynı bağlamdadır).

Son jenerikte şehit düşen Türk askerlerinin uzun listesi zannımca şu anlama geliyor: Yönetmen isim listesini eksiksiz vererek eserin gerçek sahiplerini, olup biteni hala doğru yorumlayamayanların gözüne sokmuş oluyor.

DİP NOTU:

PKK’nın 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerini basarak alenen başlattığı (ki 1970'leren beri Apo'cular olarak eylem yapıyorlardı) terör olaylarından bu yana 28 yıl geçti . 28 yılda, binlerce asker ve sivil vatandaşımız, baskınlar, mayınlar ve pusular yüzünden hayatını yitirdi.

Verilere göre PKK, 28 yılda, 72 bin 500 terör eylemi gerçekleştirdi. 6 bin 500 sivil vatandaş, hayatını kaybetti. 5 bin 500 polis ve askerimiz ile bin 500 köy korucusu şehit edildi. Olaylarda yaklaşık 5 bin polis ile 12 bin asker, 2 bin geçici köy korucusu ise yaralandı (rakamlar yaklaşıktır).

28 yılda, PKKile mücadelede 300 milyar dolar harcandığı rivayeti yanında 500 milyar dolar rivayeti de telaffuz ediliyor. Yani yaklaşık olarak 800 katrilyon...

1 yorum:

  1. Helal olsun Coşkun Bey, sinema tarihimizde bir film bittiğinde bitiş sahnesinin yoğunluğunun üstüne bir de jenerikle seyirciyi koltuğuna mıhlayan bir film görmedim ben, çok doğru analiz etmişsiniz.

    Yalın, sahici ve içten bir film. Acımasız olduğu yerler de var ama, bu film seyircisini sarsıyor bravo.

    YanıtlaSil