24 Kasım 2012 Cumartesi

Şifresi: Temel

MOSKOVANIN ŞİFRESİ: TEMEL
GALASI İÇİN GİTTİĞİMİZ TRABZON'DA
SÜMELA'YI AŞAĞIDAN SEYRETTİK!
Alper Kul’unzamane Keloğlanı'nı canlandırdığı, “Şifresi Temel” serisinin ikinci filmi, Moskova’nın Şifresi: Temel’in galasıiçin Trabzon’a uçtuk. THY’nin 900 ER tipi yeni uçağı ile seyahat çok keyif verdi. Karadeniz sahilindeki hava alanına indiğimizde öğle vaktiydi. Bu güzel şehrin güzelinsanları, bizi rahat ettirmek için o kadar çaba gösteriyorlardı ki, bir müddetsonra bazı arkadaşlarımız şımarmaya bile başladı. Sevgili Filiz Öcal’ın mihmandarlığındakatıldığım tüm gezilerin harika geçtiğini daha önce yazmıştım. Bu defa daöyle oldu. Tüm film ekibi ve basın mensupları akşam yemeği için From Trabzon’da Nihat Usta’ya götürüldük. Başlangıçtaki endişemiz Akçaabat köfteleriniyerken memnuniyete dönüştü.
ESMA SEZEROĞLU İLE.
Forum Trabzon’unHalkla İlişkiler Uzmanı Esma Sezeroğlu, yemek esnasında bizimle iletişimegeçti. Ona hemen artı 10 puan yazdım. Çünkü eğer insanlar açken onlara yaklaşırsanızmuhtemelen akılları ve empati duyguları ile değil, mide asidinin sinirsisteminde yarattığı travmatik kelama muhatap olursunuz… Esma Hanım, Trabzonusulü fırınlanmış helvaları takdim ettiğinde artık rehavet çökmek üzereydiki, galanın yapılacağı bölüme geçtik. Burada hayal bile edemeyeceğiniz anlaryaşandı.
İşte o anların kısa bir fotoromanı:

ZUHAL: TEMEL BENİ GÖRÜYOR MUSUN?
TEMEL: SEN GERÇEK MİSİN ZUHAL?
ZUHAL: GERÇEĞİM GERÇEK. MERAK ETME DAHA
KAFAYI SIYIRMADIN...
FİLİZ: TEMEL BEN DE GERÇEĞİM ŞEKERİM.
BENİ DE GÖRÜYORSUN DEĞİL Mİ?
TEMEL: GÖRMEZ OLUR MUYUM FİLİZCİĞİM! ÇOK GÜZELSİN!
ZUHAL(İç ses): BU FİLİZ DE NEREDEN ÇIKTI ŞİMDİ? ALLAH ALLAH!
ZUHAL (Filiz'e) SENİ TURGAY'A YAPMIŞTIM, TURGAY NEREDE Kİ?
ZUHAL: OH TEMEL SIRTINI DÖNDÜ. NASIL BENZETTİM AMA FİLİZİ.
FİLİZ: ÇOK CANIM SIKILDI ŞİMDİ YAHU. ACAYİP BİR DURURMDAYIM
FİLİZ: ALACAĞIN OLSUN SENİN ZUHAL. BEN SANA
BUNU ÖDETMEZ MİYİM..
TEMEL: ATALAR BOŞUNA DEMEMİŞLER, İKİ KADIN
ARASINDA KALAN AHMAK OLUR DİYE. İYİSİ Mİ
BİRİNİ ALIP KURTULMAK!


*******
Gece yarısından sonar Süleyman Bar. Yönetmen Adem Kılıç veAlper Kul’dan blogum için bir kare fotoğraf rica ettim. Sanıyorum üçüncü filminbir sahnesinde kullanacakları pozu vermeyi tercih ettiler…
ADEM KILIÇ-ALPER KUL.
Gelelim eleştirimize:

Galadan sonran eli kameralı bir arkadaşa dediğim gibi, fıkra müktesebatı dünyanın bütün kültürlerinden gelen esprileri içinde eritecek kadar güçlü ve daha da güçlü bir mizah duygusuna sahip Karadeniz insanımızı anlatan filmler elbette olmalı. Bunlar her ne kadar birinci sınıf, ustalık eserleri olmasa bile bir yerden başlamak gerek. 

Alper Kul tanıyabildiğim kadar son derece mütevazı bir insan. Biraz Keloğlan (Rüştü Asyalı), biraz Turist Ömer (Sadri Alışık) , biraz Şaban (Kemal Sunal) ama daha çok "Karadeniz Uşağı". Bir hayli küfürbaz. Ama özü itibariyle mucit ve aşık! Aşk karşısında dili tutuluyor. Ne Nataşa görüyor gözü, ne başka şey. Sevgiyi yücelten Karadeniz işi komedi serisinin melodramdan kaçınarak Karadenizlilerin espri yaratan zekasını kullanmaları gerekiyordu. Hikaye örgüsü de bu çerçevede daha güçlü olabilirdi... Umarım üçüncü filmde melodram yerine zekanın yarattığı mizaha dayalı bir film çıkarırlar. Senarist Okumuş'un bunu becerecek kadar yetkin olduğunu düşünüyorum. 

Başarılar...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder