14 Mart 2010 Pazar

ANKARA KUTLU BİR ŞEHİRDİR!

Yahya Kemal taklitçilerinin aksine Ankara'yı severim: Ankara, bin yıl boyunca Hakanları tarafından ihmal edilen Türklerin gerçek başkentidir! Yahya Kemal, Siyasi ve Edebi Portreler kitabında açıkça belirttiği gibi ilk Türkçülerden olmasına rağmen Balkanlı olduğu için Ankara'yı asla sevemedi. Balkanlı Atatürk ise Anadolu'da bir Kent yarattı! 
Ankara’ya her gidişimde mutlaka bir geç gelmişlik duygusu kaplar içimi. Neden birkaç saat daha önce gelmedim? 
1071’den sonra sadece akraba Moğolların ve Cengizli hâkimiyetini bir Türk hâkimiyetine dönüştüren Emir Timur dışında istila görmeyen pırıl pırıl Türk şehri Ankara ve çevresini iyice gezemedim. Adı, “Ahi Mesud”dan Etimesgut gibi bir garabete çevrilen yerin havasında hala bir manevi işaret var mıdır? 
Hacı Bayram Veli’yi neden her gelişimde ziyaret etmiyorum? Tâceddîn Dergâhı'na uğrayıp Mehmet Akif ve İstiklal Savaşı günlerini neden anmıyorum? Ve daha pek çok şey… 


Fakat en önemlisi şu ki, Türkiye topraklarında yaşayan insanları yeniden bir millet yapan, birlikte mücadele ve birlikte yaşama iradesi etrafından toplayan yer bu topraklardır! Bu manada Ankara kutludur! 

Ankara’ya, Paris görmüş ve bir İstanbul rüyası içinde yaşayıp ölmüş Balkanlı Yahya Kemal nazarı ile bakmak bilhassa biz Anadolu kökenliler için bir nakısadır! Hemen sırıtıveren bir taklittir. Bunu pek çok milliyetçi, muhafazakar yazar, dudağını büzüştürerek, "Ankarının en çok İstanbul'a dönüşünü severim" tekerlemesini tekrarlayarak yapar ki çok yazıktır... 
***
Atatürk'ün Ankara için yaptıkları mesela Timur'un Semerkand için yaptıklarıyla mukayese edilebilir. Emir Timur'un bir Türk Rönesansı yeşertmek için Semerkand'da yaptıklarını Mustafa Kemal Atatürk Ankara'da yapmıştır. Bütün ruhunu, benliğini ortaya koyarak, Osmanlı döneminde Mithad Paşa eliyle Tuna ve Bağdat vilayetlerinde yaptırılan bayındırlık hamlesini Anadolu'nun kalbinde gerçekleştirmiştir!
Ankara, bir zamanlar rejim yalakalığı içinde "Ankara, Ankara seni görmek ister her bahtı kara" tekerlemesine indirgenen bir göstermelik değildir. 


Onun içinde bir ruh vardır... Bin yıllık bir ruh! Hacı Bayram Veli'nin Ankara'da medfun olması tesadüfi değildir! 


Eşrefoğlu Rumi'nin Hacı Bayram'ın müridi olması tesadüfi değildir. Mustafa Kemal'in Selçukllu başkenti Konya yerine bu küçük ve çorak kasabayı merkez üssü yapması tesadüfi değildir. 
Hatta inanıyorum ki Timur ve I. Bayezid'in iki muhteşem ordusunun iki büyük yıldırım gibi bu şehrin ovasında çarpışmaları hiç tesadüfi değildir...


O gün Ankara toprağına işlemiş enerjinin bir milletin yeniden doğuşuna ışık tuttuğu gibi destansı benzetmeler bile yapabiliriz.
Ankara'yı kötülerken bir kere daha düşünmenizi tavsiye ederim...

1 yorum: