"Sayın Çokyiğit, uyarınız üzerine afiş değiştirilmiştir. Bu konuda Yusuf Kurçenli'ye bilgi verilmiştir!" Diye... Nesterene Hanım son derece nazik bir yapımcı. Yusuf Kurçenli dünyanın en iyi arkadaşlarından biri. Basın gösteriminde filmi seyrettik. Dışarı çıktığımızda ne görelim? Yusuf Bey de gelmiş ve filmini bizimle birlikte seyretmiş. Karşı karşıya geldiğimizde sarılıp öpüştükten sonra, "Siz arkadaş mısınız, gazeteci mi?" diyerek lafı gediğine koyuverdi. Gülüştük. Nesteren Hanım'a da "İşto o yazıyı yazan bu adam!" diyerek beni tanıttı ve tanıştırdı mı, ihbar mı etti, anlayamadım?
Bu arada Yusuf' Bey'e film hakkındaki fikirlerimi açıkladım. Mutlu oldu. Bizi dinleyen sinema yazarı arkadaşım Ali Ulvi Uyanık, ertesi gün GMall'da bana sitem etti. Çünkü o da hem Eyyvah Eyvah'ı hem de Yüreğine Sor'u benim gibi çok beğenmiş, filmlerdeki işçiliği tekdir etmişti. Dedi ki: "Beni bir de yanlış yere Türk sinemasının düşmanı ilan ettin. bak, ne diyorsun film için: bizim hikayemiz! İşte ben de senin gibi kendi hikayemizi iyi bir biçimde anlatan yönetmenlerin filmlerini beğeniyorum! Ama Batı sinemasına öykünüp eline yüzüne bulaştıranları ise hiç mi hiç takdir etmiyorum!"
"Tamam Aliciğim," diyerek ona bu sitemini yazacağıma söz verdim... Geçekten de film çekiyorum diye bir sanatı berbat edenleri boş yere ödüllendirmemek gerek...

Şimdilik bu ön izlenim ile yetinin.
Fakat durun, film için yıldız vermem gerekseydi, dört üzerinden dört yıldızı gözüm kapalı verirdim... Bir de filmin baş kadın oyuncusu Esma'yı oynayan Tuba Büyüküstün! Aman Allahım! O ne güzellik öyle! Duru sular gibi berrak ve güzel bir kadın! Onu çektiğinizde filmin filan kalmaz geriye diyeceğim ama dilim varmıyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder