Kahramanmaraş’taki
uzatılmış seyahatim devam ediyor. Önce Covid 19 belasını atlatmak için yedi gün izole oldum, ardından uzun nekahet dönemini yaşadım: Yahya Kemal’in harikulade
deyişiyle, “His var mıdır bu âlemde nekahet
kadar tatlı?” halindeydim. Şimdilik yavaş yavaş İstanbul yolu göründü ama
bu gecikmenin sebebi sadece hastalık değildi. Hayat karşısında “pusumuş” bir tür kifayetsiz muhterislerin
yoluma dizdiği taşlara rağmen boş da durmuş değilim. Kurgu ve Gerçek (Maraşlı
Şeyhoğlu) belgeselimin stüdyo aşaması devam ederken bir yandan metni tekrar
tekrar ele alıyorum. Bu tür yinelemelerin çok faydası oluyor. Bazı ilginç
noktaları daha net yakalayabiliyorum. Mesela bunlardan biri, Maraş
Mevlevihanesi’nin yerini aldığı Yum Baba
Tekkesi. Yavuz Sultan Selim Han’ın şehit kaynatası Alaüddevle Bozkurt Bey tarafından 16. Yüzyıl başında yaptırılıp, 1894
tarihinde Mevlevihane’ye çevrilinceye kadar üç yüz yılı aşkın Maraş halkına
manevi bir ışık tutmuş bu yere ad veren Yum
/ Yom Baba’nın adının Türkçe kökeninin günümüz araştırmacıları tarafından
Arapça “Yümn” kelimesine bağlanmasıdır.Yum Baba Tekkesinden geriye kalan
Zihin Fesadı Kurbanı mı?
Asıl adı “Bozkurt” olmasına rağmen öz adı sürekli görmezden gelinerek saltanat lakabı “Alaüddevle” ile anılan Alaüddevle Bozkurt Bey örneğinde olduğu gibi, Yum / Yom Baba da Müslümanlıkla Araplaştırmanın birbirine karıştırıldığı bir “zihin fesadına” kurban gitmiş olabilir. Yum / Yom kelimesi öz be öz Türkçe olup, anlam bakımından o dönmede daha hâlâ “heterodoks” eğilimler taşıyan, Orta Doğu Müslümanlığından ziyade Horasan / Yesevi İslamlığına mütemayil Oğuz boylarının yaşadığı Maraş (Elbistan, Pazarcık vd.) için hiç de yadsınacak, seçenek dışı bırakılacak bir isim değildir.
Geleceği Görmek, Büyülemek…
M. Levent Yener tarafından,
Gazi Türkiyat Türklük Bilim Araştırmaları Dergisinde (Journal of Turkology
Research) "Çuvaşça ЮМ/YUM Ortak
Türkçe YUM Sözcüğü Üzerine" başlığıyla yayınlanan makalede de Yum
kelimesinin kuzeyden güneye, doğudan batıya bütün Türk lehçelerindeki anlamları
ortaya konuyor. Yener, “Çuvaşça, Türk dillerine her yönden en ilgi çeken
alanlarından biridir. Söz varlığı, hem Asyatik hem de Türkoloji çalışmaları
açısından zengin bir kaynak sunmaktadır” izahından sonra şu bilgiyi veriyor:
"Birinin falına bakmak, birinin geleceğini görmek, fal bakmak, kehanet etmek, kehanette bulunmak, sezmek, efsunlamamak, büyülemek, büyülenmek" anlamları; yum sözcüğünün türevleri olarak im-yumla-, im-yumlan, yum yumla-, yumĭś pĭh- (yar-), yumĭśla-, yumla- sözcükleri ya da öbekleri ile karşılanmaktadır… Kocakarı ilaçları ile tedavi etmek, kocakarı ilaçları ile tedavi olmak, sihirle tedavi etmek, sihirle tedavi olmak anlamları için de yum sözcüğü ve türevleri kullanılmaktadır.”
Kademli, Kâhin, Mübarek, Uğurlu
M. Levent Yener, 2002 tarihli tarama sözlüğüne göre yum kelimesinin anlamlarını da şu şekilde listeliyor. “falcı: arpacı, bakıcı, suya bakıcı, suya bakan, yumcu / faldan kötü sonuç çıkarma: yum yorma / hayırlı saymak: yum tutmak / kadem: yum, yom, / kademli saymak: yum yora görmek / kâhin: bigi, bilgü, yorucu, yumcu / kutlu saymak: yum tutmak / meşum: kutsuz, yum, yom / meymenetli: yumlu / mübarek: kutlu yumlu / müneccim: yorucu, yumcu / teşe’üm etmek: yum tutmak / uğur: kut, yum, yom / uğur saymak: yum görmek / uğurlu: kutlu, yumlu / uğurlu bulmak (saymak) yum görmek, yum yora görmek, kutlu eylemek.”
Yumcu’ya İthafen
Zannederim, Yum isminin Arapça “Yümni” kelimesinin bozuk imla ile yazılması iddiası son derece isabetsiz ve bilimsellikten uzak bir yaklaşımdır. Kapalıçarşı’nın hemen girişine kondurulan, Alaüddevle Bozkurt Bey vakfına ait bu tekkenin ismi, ticarethaneye uğur getirdiği varsayılan YUM sahibi bir YUMCU’ya atfen verilmiş görünmektedir.
Tabii ki burada “mikro tarihçiler” ve dilcilerin dikkatlerine ihtiyaç vardır ki, bu yazı da bu maksatla kaleme alınmıştır!
GÜNÜN SÖZÜ
Galile’nin
dürbünü Jüpiter gezegenini keşfettiği zaman, inatçı yobazlar, dürbünle bakmayı
bile kesinlikle reddetmişlerdi.
Bertrand
Russel
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder