24 Eylül 2023 Pazar

İNCE KES KARŞISI GÖRÜNSÜN

Ankara’da bir hukukçu ile tartışıyorduk. Dedi ki, “Farkındaysan bu münakaşa asla bitmeyecek. Çünkü her şeyin iki yüzü vardır, ne kadar ince kesersen kes!” Dinleyiciler arasındaki bir arkadaşımız, her zamanki hınzırlığı ile sözün üstüne atlayıp espriyi patlattı: “O kadar ince kes ki karşıdaki görünsün!” Geçenlerde bir YouTube videosuna rast geldim. Derviş meşrep olduğu her halinden belli olan bir hanım önündeki fincanı göstererek muhatabına sordu: “Bunun kulpu hangi tarafta?” Muhatabı: “Sağda.” Tekrar sordu: “Bana göre?” Diğeri cevap verdi: “Solda.” Cevabı çok hoştu: “Size göre sağda, bana göre solda. İşte bütün kavga bundan kopuyor! Oysa yukarıdan bakan bir için o kulp ne sağdadır ne solda.” Birkaç gün önce bir başka tartışmaya şahit olduk. Ölmüş bir kişinin arkasından, onun iyiliği ve kötülüğü üzerinde süren bir tartışmaya. Hâlâ devam ediyor. Zekâ pırıltısını 140 satıra sığdıran yetenekli bir kadının -eski adıyla- tivitleri çok keyif vericiydi. Öte yandan dolambaçlı laflarla sayfalar dolusu yazanlar ise çok sıkıcıydı. Samimiyetle ifade edeyim ki, burada isim zikrederek taraf olup, tartışmalara dâhil olmaya hiç niyetim yok. Çünkü 68 Kuşağı’ndan nasıl bıkıp usanmış idiysem yaşı 60-65 civarında olanlar ile bizden sonraki kuşağın fikir tartışması sandıkları münakaşalardan da o kadar bıkmış bulunuyorum. Sümer tarihçisi Muazzez İlmiye Çığ, “Sümer tabletlerinde, genç neslin ne kadar yozlaştığını, büyüklerine karşı ne kadar saygısız davrandıklarını okuyunca, gençlere bakışım değişti” mealinde bir şey söylüyor ya, onun gibi. Türkiye’deki tartışma konularını ve içeriklerini duyduğumda sanki beş bin yıldan beri aynı şeyi dinliyormuşum gibi geliyor. Yazık zamanımıza. Nefesimize. İşgal ettiğimiz zihinlere. Bilhassa gençliğe. Ama kimin umurunda?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder