8 Ekim 2012 Pazartesi

Fitne Ficur Bir Film: Derin Düşünce

Derin Düşünce'yi seyreden herkes çok şiddetli tepkiyle karşılık verdi. Aspendos salonunda filmden çıkarken bir kadın, "İki saat boyunca çocuk pornosu seyrettiniz, ayıptır hiçbir tepki vermediniz" diyerek fitili ateşledi. Daha sonra çadırda yapılan söyleşide filmin yönetmeni Tosun geri adım atmış. "Hayır, ben ensest filmi çekmedim" diyerek filmdeki iddalarını tamamı ile geri almış. Bunun özeti şudur: Filmin üçüncü şahıslarıdaki ahlaki tepkileri uyandırması onun iyi bir sanat eseri olmadığını belgeleyen en kesin delildir.

Goethe der ki; "Bir sanat eseri üçüncü şahıslarda ahlaki tepkiler uyandırıyorsa ortada sanat eseri değil...", bir makale, bir mektup veya bir fikir yazısı var demektir (edebiyatta). Sinemada ise görsel bir iddia vardır ama sinema sanatı yoktur, diyebiliriz...

Tosun'un filminin ahlaki yönünü seyirciye bırakıyorum. Çünkü Türk sinema seyircisi artık bir filmin -estetik göstergelerini okuyamasa bile- ne demek istediğini çok iyi bir biçimde anlıyor ve kendi ahlaki, fikri hatta ideolojik yargıları ile ürünü ortaya çıkaranları sigaya çekebiliyor. Antalya Film Festivali'nin Türk sinema seyircisine kazandırdığı hasletlerden en önemlisi budur diyebilirim.

Filmin hikayesi o kadar çürük ki, acaba bunları anlatırsam spoil yapmış olur muyum diye düşünüyorum. Ama dayanamayacağım ve bir iki şey anlatacağım:

Gelin hanım duş alır, kötürüm kayınpederine gider. Yataktaki adam ile oral seks yapar ve adamı boğar. Ardından eve gelip kendini asar... Bu olaydan sonra kocası ile işyerinden arkadaşı, içeride mevta varken iki orospu çağırıp salonda, 9-10 yaşlarındaki kızının kendini görebileceğine aldırmadan seks yapar... Ertesi gün mezarda ölüler dini talkınla gömülür ama bir cinayet, bir intihar ve bir de toplu seks suçuna rağmen Türk polisinin ruhu bile duymaz...

Filmin akla ziyan başka yanları ise yönetmenin küçük kızların masum baba düşkünlüğünü ne kadar yanlış yorumladığıdır. Daha buluğa bile ermemiş Derin'i (Yaren Aynuz) bir lolita gibi gösteren filmin iki affedilmez planından biri, Derin uyurken kameranın onun bacaklarına yakın plan pan yapması ve deniz yatağı ile yüzerken mayolu haliyle yine bir seks objesi gibi göstermesi... Diğer yandan o yaşta bir çocuğu verilen diyaloglar da acıtıcı, irkiltici, kabaydı: "Babacığım o halde sen orospusun, ben de orospu çocuğuyum!" gibi...

Eh artık filmin bir fitne mi, ficur mu olduğuna siz karar verin...




1 yorum:

  1. Niye fitne, fücur olsun? İnsanlar filmlerinde ensest ve pedofili gibi konuları işleyemezler mi?

    YanıtlaSil