30 Temmuz 2012 Pazartesi

Batman: Kara Şövalye Nereye Yükseliyor?

Kara Şövalye Yükseliyor, Christopher Nolan’ın “Ben artık bu işte yoğum, bu son olsun!”diyerek çektiği Batman üçlemesinin sonuncusu… “Batman Başlıyor/Batman Begins” ve gişe rekoru kıran “Kara Şövalye/The Dark Knight” filmlerinin daha ileri gidilemeyeceği sanılan bir noktada başlayan The Dark Knight Rises, usta işi bir aksiyon olarak yaz sıcağında yeni gişe rekorları kırmaya aday görünüyor. Doğrusunu isterseniz bu tür filmlerin "ikonografik birikimleri" ile yazınsal altyapılarını pek iyi bilmediğim için film hakkında söyleyeceğim şeyler mesela “Prometheus”,  “In Time” veya “Kara Altın” gibi derinlemesine olmayacak. Hollywood’un 1980’li yıllardan itibaren yetiştirdiği “neo-sinefil” tüketicilerin tapınma ritüellerine görsel ve işitsel destek için çekildiğini düşündüğüm bu tür filmleri izah etmek, çözümlemek için içimde pek de heves yok!

Filmin en işe yarar sahnelerinden biri olan Wayne’in Cehennem Kuyusu hapishanesine atıldığı ama Bruce'un doğulu bir hekim/hakîm tarafından mistik bir algı aşılanarak yeniden yaratıldığı sahneyi acaba “Yusuf Kıssası’ndan mı alınmışlar ki?” diye kara kara (ama şövalyece değil:) düşünüyorum (ilk filmde de bu kuyunun anlamını çözememiştim ki bu beni üzmüyo). Sonra filmdeki “Gölgeler” örgütü, Kapitalizm ve Batı uygarlığı düşmanlığı ile bu sahneyi birleştirdiğimde, yönetmen bir şeyler söylemeye çalışıyor ama bizim için değil, kendi ulusu için, Amerikalılar için, kapitalizmden memnun olanlar ve Batı uygarlığını "mümkün uygarlıkların en mükemmeli" olarak görenler için söylüyor olmalı, şeklinde yorumluyorum…

Filme dâhil edilen güzel, zeki, çevik ve ahlaksız hırsız Selina Kyle (Anne Hathaway) tipi tam alışacağımız zaman birden bire kartonlaşıyor ki bu, filmin karakter yaratmadaki eksiklerinden biri olarak akılda kalacak… (Sonra Selina'nın Batman'ın motoruna bindiği sahnedeki öne doğru oturuşunun çok komik olduğunu vurgulamalıyım: Çünkü aynı motora Batman bindiğinde görüntü ne oluyor acaba diye bir soru geliyor akla:)) Milyarder dul Miranda Tate (Marion Cotillard) ile Wayne ilişkisinin sonundaki sürpriz ise bir çocuk hikâyesi sürprizi gibi basit kalıyor…

Filmin açılış bölümündeki uçak kaçırma sahnesini anmadan geçmemek gerek. Toy seyircilerin bu sahne ile şoka tabi tutulması çok akıllıca bir fikirdi. Ben bazen yükseklik korkusu nükseden bir insanım. Sahnenin stüdyoda çekilmiş olduğunu bilmeme rağmen yükseklik korkum nüksetti… Artık çoluk çocuğu ve neo-sinefil'leri varın siz düşünün...

Kara Şövalye Yükseliyor (The Dark Knight Rises) aksiyon sineması olarak kusursuz! Aksiyon sinemasında Hollywood yapımcıları sadece birbiriyle yarışıyor. Üstelik dünyada Hollywood  aksiyonlarının yerine konulacak başka sineması örneği yok. Bu sinema teknolojisini elinde bulunduran firmaların yarışı halinde olduğunu, gişe rekorlarının sinema sanatından çok teknik olarak zafer ilanı sayılması gerektiğini belirtmeye hacet yok! 

İçerik ve biçim itibariyle ulusal olan tek sinema, Godard’ın dediği gibi, “Amerikan Sineması”. Hollywood, Birleşik Devletlerin Kapitalizm ideolojisinin sırtına biniyor; biçim ve içerik olarak birbirini destekliyor ve sürekli kendini yeniliyor. Dünya ulusal sinema sektörleri (Çin dâhil) bu sektörün teknik, estetik ve ekonomik üstünlüğü karşısında geriliyor.

Filmin üçlemenin sonu olduğunu hatırlayınca, adındaki “yükseliyor” fiilini düşünüyor ve soruyorsunuz: Nereye?


ALTYAZI: Bükemeyeceğin bileği öpeceksin!


(27.07.2012)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder