10 Şubat 2011 Perşembe

İstanbul'un Beni Nasıl Baştan Çıkartabildiğini Bugün Bir kere Daha Anladım

Gerçekten de İstanbul nasıl oluyor da bizleri baştan çıkartabiliyor? Ona olan aşkımız asla bitmiyor, bunu hiç düşünmemiştim. Ta ki bugün Eminönü'de, Barış Manço Gemisi'nin tepesinde döne döne çığlık atan martıları görünceye kadar... Anladım ki siz "Dünyanın en güzel anını yaşıyorum!" derken o bir başka güzelliğini hiç umursamadan, esirgemeden, insan seçmeden cömertçe sunuyor. Ve siz o anı bir başka zamanda, belki de şu andan yıllar sonra görebiliyorsunuz. Mevsim, saat, güneşin hali, gökyüzünün bulutlu veya bulutsuz oluşu, nem, yağmur öncesi veya sonrası... Her şey her an değişiyor ve güzelleşiyor... Şair boşuna dememiş, "Deniz martılar ve lacivert ışıltılar... Işığında boğulacağım bu şehrin kimse bilmeyecek!"
Ya da "Güzeli yakaladı bu sabah gökte bir kuş / Artı ömür boyunca unutun korkuları... Hep bu anı arardı, sordı berduş berduş / İstanbul sabahları..."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder