1 Şubat 2010 Pazartesi

Atilla Dorsay SİYAD’ı Teslim Ettiği Öğrencilerini Sert Biçimde Eleştirdi

Sinema Yazarları Derneği tarafından her yıl verilen ödüllerin bu yıl Beşiktaş Kültür Merkezi'nde yapılan  galasına SİYAD Kurucu Üyesi ve Onursal Başkanı Atilla Dorsay'ın, SİYAD Yönetim Kurulu ile bazı SİYAD üyelerini eleştiren konuşması damga vurdu. Dorsay, bazı notlar aldığını ve bunları "ömrü ve enerjisi yeterse açıklayacağını" vurguladı. Pek çok konuk ve SİYAD üyesi ise bu konuşmanın arkasında yatan rahatsızlığı merak etmeye başladı. Atilla Dorsay'ın gecede yaptığı konuşmanın eksiksiz metni şöyle:

DORSAY'IN KONUŞMASININ TAM METNİ
SİYAD’ın onursal başkanı olaraktan, SİYAD’dan Tuncan Okan Emek Ödülü’nü almaktan son derece mutluyum.  Bu cümlelerime bağlı imalar sezenler olabilir. Böyle bir şey yok. Çünkü bir yandan Tuncan Okan benim de sevdiğim arkadaşım olan bu mesleğin öncülerinden biriydi. Onun adını taşıyan bir ödülü almak zaten başlı başına bir onur. Ayrıca emeği her zaman en yüce değer olarak kabul eden politik ideolojik görüşümden de bir değişme olmadı. Dolayısıyla bu yakıştırmalar doğru değil. Ama hiçbir şey de göründüğü kadar basit değil. Bütün bu gecelerin ardından bir takım tartışmalar, bir takım sorunlar yaşanıyor. 


Bunları hemen açıklamıyoruz. Çünkü önemli olan kurumsallığın devam etmesi ama ben kenara bir yere not alıyorum. Allah izin verirse, ömür verirse, enerjim de devam ederse belki bir gün bunları açıklarım.


Sinema benim için bir araç olmadı: ne bileyim zekâmı göstermek, bilgimi ispat etmek, bir yerlere ulaşmak için bir araç olmadı. Bir amaç oldu. Ben aşağı yukarı birçok şeyimi sinemaya adadım. Galiba okurlarım bunu sezdi.




YÖNETMEN SERDAR AKAR'A CEVAP
Sinema yazarlığının günümüzdeki durumuna iki cümle ile değinmek istiyorum. Aslında iyi. Bunun başlıca iki göstergesi var: bir kere eskisinden daha çok küfür yiyoruz. Küfür diyorsam, Kemal Sunal-vâri küfürler değil. "Eşşoğlueşek" demiyorlar.  Bu lafları edebilirim, çünkü canlı yayın yok bu akşam; arkadaşlarımızı bunu beceremediler. Ama başka türlü küfürler yiyoruz. Mesela bir yönetmen filmi hakkında yazdığım eleştiriden sonra benim için, “Ne küstah adam, sinema tarihini bilmeden böyle şeyler söylüyor” demiş. Şimdi bu da bir küfür aslında. Manevi bir küfür ve bunun ağırlı daha fazla. Ama neyse bunları sonunda kulak arkası edip geçiyoruz.


LUMPENLİK SUÇLAMASI
Ama sinema yazarlığının geliştiğine dair başka bir gösterge daha var. Sinema yazarlarımız başka işler de yapıyorlar. Örneğin en son bir zombi filmi yaptılar. Zombi filmi deyip geçmeyin, iki arkadaş yazıp yönetti, benim hesabıma göre bir düzine de sinema yazarı rol aldı. Birkaç düzine sinema yazarı da bunu eleştirecek. İşte buyurun bir filme bayağı iş alanı açılıyor ve hareket oluyor. Bu çok iyi tabii. Hele bir de gişe de başarılı olursa. Ve tabii yazar oldukları için iyi de slogan üretiyorlar. Filmin sloganı ilginç: düğüne geldik yediler.


Şimdi böyle deyince bir anlam ifade etmiyor ama sahneyi şöyle canlandıracaksınız. Adam yerde kan revan içinde yatıyor. Birisi geliyor. Ya kardeşim geçmiş olsun, ne oldu sana? Adamın cevabı: Sorma abi yaa, düğüne geldik sonunda bizi yediler. Tam lumpen bir ifade oluyor. Demek ki sinema yazarları sinema yazarlığından başka yere de sıçrayabilecekler.


CEM YILMAZ, İNTİKAM MI ALIYOR?
Bence bu filmin en kızdırdığı insan Cem Yılmaz olmalı. Kendisi burada belki söyler. Çünkü son zamanlarda o türlerin parodisini yapmaya başladı. Bilimkurgu, taş devri taşlaması –burada kelime oyunu yapıyorum- western taşlaması derken herhalde sıra korku filmlerine gelecek. Ama ne zamanki bir zombi film taşmalası yapmaya sıra gelecek: Dur arkadaş, diyecekler. Onu film eleştirmenleri yaptı! Böylece galiba Cem Yılmaz’ın taşlamalarına elinden alacağız. 


Ama bence Cem Yılmaz’ı bundan daha çok kızdırmış olması gereken bir şey, Yahşi Batı için yazdıklarımız. Pek sempati ile bakmadık bu filme. Hâlbuki önceki filmlerini daha çok sevmiştik. Yeşilçam ve şimdi genç Türk sinemasına mensupları, sağ olsunlar, bizlere ancak son filmleri için yazdığımız şeyler ölçüsünde iyi veya kötü davranırlar. Son filmini beğenmişinizdir, adamın yüzünde gülücükler, kolunuza girer gayet dostça bir ifadeyle. Son filmini eleştirmişsinizdir, kaldırım değiştirirler. Buna rağmen Cem Yılmaz burada. Bu geceyi sunuyor. Ben bunu bir ruh yüceliği olarak görüyorum. Kendisine buradan teşekkür ediyorum. Ama belki de yanılıyorum, belki bunun ardında büyük bir intikam planı var. Çünkü bizi harcamaya başladı bile. Herhalde bütün gece boyunca devam edecek!

Efendim bu notları görünce belki öyle sandınız ama ben karıma, çocuklarıma, arkadaşlarıma, komşularıma, mahalle bakkalına filan teşekkür etmeyeceğim. Bunları yapmayacağım. Ama hakikaten bu gece burada olduğunuz ve benim Tuncan Okan Emek Ödülü’me tanık olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Sağ olun!
--------  
Not: Atilla Dorsay ve Türkan Şoray'ın fotoğrafı www.sadibey.com'dan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder