9 Mayıs 2014 Cuma

İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen: “İstanbul dünyanın kültür merkezidir!

Abdurrahman Şen
​ESKADER’in düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri’nde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen, İstanbul’un kültür varlıklarını ön plana çıkarmak için yaptıkları çalışmalardan bahsettiği konuşmasında, “İstanbul kültürel anlamda dünyanın merkezidir. Bunu bütün dünyaya göstermemiz gerekiyor.” dedi. ​Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), Timaş Kitapkahve’de düzenlediği Bâbıâli Sohbetleri kapsamında unutulmaz bir programa daha imza attı. 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen’in “İstanbul’da Kültür Sanat Hayatı” başlıklı sohbetini, basın yayın dünyasının önemli isimlerinin içinde bulunduğu kalabalık bir dinleyici grubu takip etti. 


Konuşmasında başkanlığını yürüttüğü birimin devam etmekte olan ve hayata geçirmeyi planladığı projelerinden bahseden Abdurrahman Şen, İstanbul’un sahip olduğu kültürel dokuyu en iyi şekilde yansıtabilmesi için geniş çaplı ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
KÜLTÜR SANATIN İÇİNDEN GELEN BİR BAŞKAN
Programın açılış konuşmasını yapan ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım, Abdurrahman Şen’in uzun yıllar gazetecilik mesleğinde emek vermiş, tiyatro ve sinemada söz sahibi bir isim olduğunu kaydederek, “İstanbul’da kültür sanat hayatı sorulduğunda Abdurrahman Şen, buna en iyi cevap verecek isimlerden biridir. Hem yıllara dayanan kültürel altyapısı hem de şu sıralar bulunduğu konum Şen’i bu alanda en yetkin isimlerden biri yapıyor.” dedi. 
TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR BAŞKENTİ
​“Uzun yıllar boyunca, şu anda bulunduğum konumdaki birçok kişiyi ziyaret edip proje teklifleri yapmış biri olarak bana gelen projeleri değerlendirdiğimde karşımdakinin ne hissettiğini çok iyi biliyorum ve onların sıkıntılarını çok iyi anlıyorum.” diyerek sözlerine başlayan İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Abdurrahman Şen, bugün başkalarının projelerini değerlendirirken işleyen formaliteler yüzünden zaman zaman yanlış anlaşıldığını, ancak kurumsal yapının gerekliliklerinden dolayı bu beklemelerin mecburi olduğunu ifade etti ve şunları söyledi:
​“Bugün kültür için çok şey konuşuluyor. Artık ülkeler birbiri ile çok ciddi sebepler hariç savaşmak zorunda kalmıyor. Çünkü bir ülkenin kültürünü teslim aldıysanız ve kendi kültürünüzü empoze ettiyseniz, artık onunla savaşmanız gerekmez, çünkü o sizindir. Ünlü yönetmen Halit Refiğ bu konuda son derece önemli tespitler yapmış, dinî ve geleneklerimizi yansıtan filmlerde Türk müziği enstrümanlarının kullanılması gerektiğini söylemişti. Yenikapı kazılarının ardından tarihi 8.500 yıl öncesine giden İstanbul’un kültür ve tarih varlıklarının savunucusu ve koruyucusu olmamız gerekiyor. Bu şehre sesi yayılan bütün nağmeler bizimdir, bizdendir. İstanbul Türkiye’nin kültür başkentidir. Her yerinde kültür solunan bir şehirdir.
​İSTANBUL’UN KÜLTÜR DOZU
​2011 yılından bu yana Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı olarak yürüttükleri çalışmalardan ve elde ettikleri istatistiklerden yola çıkarak İstanbulluların kültürel faaliyetlere ilgisi konusunda bilgiler veren Abdurrahman Şen, “Şehir tiyatrolarının seyircisi yüzde 54’ten yüzde 82’lere kadar yükselmesine rağmen ortalama 60 bin civarında tiyatro seyircimiz var. Gazete ve kitap satışlarımıza baktığımızda da durum pek iç açıcı değil. Yaşadığımız sosyal ve siyasi travmalara bağlı olarak kitapla aramızın açık olduğu bir gerçek. Şu anda bulunduğumuz meclislere benzer toplantıları takip edenler de birkaç yüzü geçmiyor. Geniş kapsamlı anma toplantılarında da kültürel tasanın azaldığını görüyoruz.” dedi. Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı hakkında muhteva ve işleyişe yönelik bilgiler veren Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:
​​İSİM KEŞMEKEŞİ
​“Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, Kültür A.Ş. ile karıştırılıyor. Oysa bu iki birim birbirinden tamamen farklı bir işleyişe sahiptir. İstanbul kendi çapında kendi misyonu olan bir şehir. Başkanlık olarak hazırladığımız bütün kültürel etkinliklerde bu altyapıyı dikkate alarak hareket ediyoruz. Başkanlığımızın adının içinde ‘sosyal’ kelimesinin bulunması yüzünden sosyal yardım talep edenlerle karşılaşıyoruz. Hatta yurt dışından bile böylesi talepleri dile getiren telefonlar alıyoruz. Başkanlığın adı, ‘Kültür İşleri Daire Başkanlığı’ olmalı ve sadece kültür işlerini yürütmeli. Bu konuda bir isim değişikliğine gidilmesini umuyoruz. Kültür çalışmaları için çok sayıda yabancı konuk ağırlayan bir kurumuz. Kültür meselesi, kendine yakışır mekânlarla desteklenmeli. Şu anda böyle bir mekâna sahibiz. İstanbul’un bir kent müzesi ve kütüphanesine ihtiyacı var. Bunun yanı sıra edebiyat ve müzik gibi sanat dalları için de hususi müzeler kurulması gerekiyor ve bununla ilgili devam eden çalışmalarımız var. Bir önceki günden daha iyisini yapmaya çalışmamız lazım. 2011 yılından itibaren yılda 1.400 kadar olan etkinlik sayısını 3 binlere kadar ulaştırdık.”
ŞEHRE UYGUN DEV ORGANİZASYONLAR
Almanya ile yaptıkları görüşmeler neticesinde Avrupa’da her şehrin karakteristiğine uygun bir kültürel faaliyete evsahipliği yaparak o faaliyetin şehirle bütünleştirildiğini fark ettiklerini belirten Abdurrahman Şen, İstanbul’un dünya çapında bir organizasyonla kendi karakteristiğine uygun bir kültürel fonksiyonla anılması gerektiğini ve Nobel gibi yine dünya çapındaki bir ödül çalışmasına evsahipliği yapmasının artık bir zaruret olduğunu vurguladı. Sinema ve tiyatronun resmi literatürüne göre 2014’ün 100. yıl kutlamaları çerçevesinde Ekim ayından itibaren etkinliklerin hız kazanacağını aktaran Şen,  “Geçtiğimiz yıl özel tiyatrolara destek vermeye başladık. Önümüzdeki dönemde bunu genişleterek sürdürmek istiyoruz. Kendilerini geliştirebilecek tiyatro gruplarına fırsat sunmak istiyoruz.” dedi. Gösteri Sanatları Merkezi’nden yetişen tiyatrocuları, Başkanlık bünyesinde istihdam etmeyi amaçladıklarını anlatan Abdurrahman Şen, bu bağlamda müze tiyatro projesiyle geleneksel tiyatromuzu yeni nesillere doğru şekilde ulaştırmayı hedeflediklerini dile getirdi.
BASIN FAALİYETLERE İLGİSİZ
Gösteri Sanatları Merkezi’nin çalışacağı bina da geleneksel tiyatromuz ile batı tiyatro klasiklerinin tamamının yer aldığı ve halka açık olacak bir tiyatro kütüphanesi tasarısından da bahseden Abdurrahman Şen, “TRT arşivlerinden ve geleneksel tiyatromuzu temsil eden usta tiyatrocularımızın arşivlerinden faydalanmak istiyoruz. Sinema ve tiyatro söz konusu olduğunda senaryo ve metin sıkıntısından sık sık söz edilir. Bunu gidermek için metin yazarlığına da eğilmek istiyoruz.” dedi ve sinema ile tiyatro için yapım desteği konusunda bir çalışma yapacaklarının da müjdesini verdi. Hazırlıkları devam eden bir kültür çalıştayı veya şurası ile Kültür ve Sosyal İşleri Daire Başkanlığının fikir mütalaasında bulunmak istediğini söyleyen Şen, “Bir tek kişinin fikirleri doğrultusunda karar almaktan kaçınıyoruz. Ortak akıl ile yol almak istiyoruz.” dedi. Bütün bu yoğun çalışmalara imza atan İstanbul gibi bir şehrin kültür faaliyetlerini yöneten kurumun çalışmalarına basının son derece ilgisiz olduğuna dikkat çeken Abdurrahman Şen, “Bütün basın yayın kurumları ile yaptığımız faaliyetlerin detaylı duyuru bültenleri paylaştığımız halde, basının umursamazlığı ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu konuda basının kültüre ve sanata ilgisizliğinin büyük payı olduğu bir gerçek.” dedi. Abdurrahman Şen’i program sonunda dinleyicilerin sorularını cevapladı, sonuna kadar büyük bir ilgi ile takip edilen toplantı hatıra fotoğrafları ile son buldu.
Şen'in sohbetini, Gazeteci, şâir, film eleştirmeni Coşkun Çokyiğit, muharrirler Osman Akkuşak ve Üstün İnanç sanatçı Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu, Ahmet Özdemir, Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, Yönetmen, seharist, yapımcı ce eski gazetece İsmail Güneş, TV editör şapımcı Harun Yöndem, yazar Ekrem Kaftan, Süleyman Karakuluk, Sabri Gültekin, İsmail Yeşilbağ ve daha birçok kültür sanat insanı takip etti.


Elif Sönmezışık (Sanatalemi.net)'den özetlenmiştir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder