T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik. |
"Coşkun Bey,
Sinemayı çok seven bir insanım. Bütün filmleri izlemek
tutkum yok ama, ülkemiz sinemasının iyi ürünlerin gördüğüm zaman çok mutlu
oluyorum. Ancak bu festivallerde ödüllendirilen filmler ile ilgili ciddi bir
sorun var. Festival filmleri sinema seyircisini sinemalardan uzaklaştırıyor.
Amerikan sinemasının ekmeğine yağ sürüyor. Bu bakımdan Kültür ve Turizm Bakanı'na
bir mektup yazdım. Eğer bloğunuzda yayınlarsanız çok sevinirim.
“Festivaller, ülkenin sinema sektörünün gelişmesine yardım
etmiyor, festival izleyicisi ile yetinip, festivallerde alacağı ödül veya övgü
ile tatmin olan bazı “kapalı çevre” sinemacılarını onurlandırıyorsa ortada
büyük bir sorun var demektir. Bilhassa festivallerin ulusal bölümlerinin birer
“kapalı çevre” yarışmaları haline getirilmeleri giderek kötü sonuçlar vermeye
başladı.
“2000’li yıllardan itibaren Türkiye’de “dar çevre
festivalcileri” diyebileceğimiz belirli sayıda insanın kontrol ettiği,
yönettiği, kotardığı ulusal festivaller, sürekli olarak deneysel sayılabilecek,
seyirci bulması neredeyse imkânsız, pek çok yönetmen, oyuncu, görüntü,
laboratuar, seslendirme vs. hataları barındıran filmlere ödüller vererek
mahalli ve uluslararası gösterimlerde seyirci bulamayan düşük profilli bir
sinemanın oluşmasına zenim hazırladı. Bir ülkedeki devlet-belediye destekli
film festivallerinin bu kadar kötü yönetilmesi, ön jürilerin festivallere
gönderdiği filmlerin sıraladığım arızalara sahip “dar çevre sinema”
filmlerinden oluşması önemli sorunların varlığını ortaya koymaktadır.
“Birini şu şekilde özetleyebilirim: Türkiye’de festivallerin
teslim edildiği sözde bilirkişilerin aslında Türkiyeyi hiç bilmedikleri, sadece
dünyanın çeşitli ülkelerindeki “soğuk savaş artığı zihniyetli sinemacılar”
tarafından tertiplenen festivalleri taklit ettikleri gerçeği artık kabak gibi
ortaya çıkmıştır. Çok uzağa gitmeye
gerek yok, mesela 2000’li yıllardan itibaren gerçekleştirilen ulusal yarışmalı
film festivallerinde ödüllendirilen filmlerin görücüye çıktıktan sonra gişedeki
hezimetleri bunu göstermektedir. Türk halkı âlâyı vâlâ ile festivallere
seçilen, bazıları ödüllendirilen bu filmleri seyretmemektedir. Festival
filmlerini seyretmeyerek açık ve net biçimde, “Ey dar çevre festivalcisi, ey
festivaller için film yapan yönetmen-yapımcı, ey festivallere milyonlarca liralara
harcayan yani benim vergilerimi, yol, park ve diğer uygarlık gereği hizmet
kalemlerim için toplanan paraları kesip festival düzenleyen devlet, ey
belediyeler! Bu filmler bana hitap etmiyor!” demektedir.
“Peki, o zaman film festivalleri düzenlemenin anlamı nedir?
Bence bu soruyu bilhassa Kültür Bakanlığı, Belediyeler ve film festivallerini
düzenleyen “dar çevre festivalcileri” bir araya gelip düşünmelidirler…
“Bilhassa Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı
olduktan sonra şu ana kadar sinema ile ilgili bir tasarrufta bulunmayan ve
belki de ciddi bir araştırma-soruşturma içinde bulunan Sayın Ömer Çelik, “dar
çevre festivalciliği”, “dar çevre sinemacılığı ve festival filmi üreticileri”
ile bunların tutumunu şiddetle reddeden Türk seyircisi arasındaki denklemi
gündemine almalıdır. Sayın Bakın Ömer Çelik, halkın yanında olmaktan imtina
edip halka rağmen borusunu öttürenler ile de ilgilenmelidir…”
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer
Çelik! Halk gözlerinizin içine bakarak sizden sinema ile ilgilenmenizi
bekliyor.
Ben sadece aracılık ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder