21 Ekim 2011 Cuma

Conan: Amerikan Pop Kültürüne "Düşmüş" Kimmeryalı Çocuk!

Marcus Nispel’in yönettiği ve Jason Momoa, Rachel Nichols, Stephen Lang ile Rose McGowan’ın oynadığı Conan (Conan The Barbarian), gürültülü, kanlı, vahşeti vermeye çalışırken kendisi vahşi bir gösteriye dönüşen yorucu filmlerden. Üç boyutlu oluşu görsel algımızın daha çok çalışmasına ve yorulmasına sebep olduğundan bıktırıcı etki artıyor. Mesela yorucu etki, Reel Steel’de yoktu.


Filmin öyküsüne gelince: Anladığım ve öğrendiğim kadarı ile Cengiz Han’ın babasının intikamını alışı temasından yola çıkan film (İskender’i, işgal ettiği topraklarda Doğulu Pers kültürü yerine Batılı Yunan kültürünü yayan -dayatan değil!- bir uygar fatih gibi gösteren ve adına destanlar düzenler, iş doğululara -burada Cengiz Han- gelince cıvıtıyor), diğer pak çok Amerikan yapımı gibi "sinemayı yalanlaştırma" nesnesine dönüştürenlerden.


Kimmerya/Simmerya/Sumerya vs. gibi pek çok şekilde telaffuz edilebilecek ve "kurt gibi yaşayanların" ülkesi anlamına geldiğini okuduğum, atlı göçebe bozkır halklarından biri olan Kimmerler’in Amerikan popüler kültürüne "düşmüş" çocuğu Conan için yazacak çok şey var...


Şu kadarının açık edebilirim ki, John Berger’in bir tarihte İstanbul’daki bir toplantıda ihsas ettiği gibi, Batı kültürü, postmodren bir tutumla, saflığını muhafaza etmiş tüm orijinal kültürlerden öyküler alarak onları kirli ve kötü enerji yayan görsel işitsel ticari nesnelere dönüştürüyor. Bu çerçevede kurt adamlar, Osmanlı’ya tâbi Transilvanya tiranlarından biri olan Vlad Drakul’dan türetilen kan emici vampirler, çizgi romanların uçuk kaçık malzemesi olan Kull, Conan, King Salamon vs. gibi tüm hayali veya gerçek tarihi kişiler, bağlamlarından kopartılarak neredeyse hamburger ve cola kadar zararlı hale getiriliyor.


İnsan sadece bedenen değil, zihnen de obezleşir. Günümüz gençliğinin obez zihinleri internet ve bilgisayar oyunları dâhil bu tür filmler vasıtasıyla her gün biraz daha işe yaramaz hale getirilirken, mesela Avatar gibi, yaratılıştan beri mükemmel biçimde var olan aslımıza (genetik ve ahlaki anlamda) dönmek olan mesajları da aynı Amerikan sinemasının yapması bana çok ilginç geliyor. O yüzden savaşı Şeytan mı, melekler mi kazanacak merakla bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder