SAYFALAR

21 Temmuz 2011 Perşembe

iMAX FORMATTA GÖSTERİM İLE NORMAL GÖSTERİMİN DERİN FARKI

David Yates’in yönettiği ve Daniel Radcliffe, Rupert Grint, Emma Watson ile Helena Bonham Carter’ın oynadığı Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm 2 (Harry Potter and the Deathly Hallows: Part 2) İstinye Park’ta izlediğim filmler içinde, format bakımından en ilginç tecrübelerimden biri oldu.
Filmi iMax formatında izlemek üzere ta Kadıköy’den kalkıp İstinyelere geldim. İstinye Park çarşısının girişindeki yuvarlak yüzlü yeniyetme ve işgüzar bir güvenlik görevlisi, şeker ölçme aletimi, ara öğünler için taşıdığım az yağlı sütü, ekranda görüp çantamı açtırmaz mı? Şeker kontrolü hak getire. Bir anda bütün günümün ters gidebileceğine dair kötü bir işaret gibi oldu güvenlik görevlisinin tutumu… Daha sonra çok sevdiğim bir sinema yazarı arkadaşımın sevgilisi de "yoort" diye yağlı olmadığı iddia edilen ama kimyasal yollarla yoğurta çevrildiği hemen belli ve acayip şekerli bir meyve kokteyli ikram etti… Bir iki kaşık alıp hemen koltuğun altına itiverdim. Eğer tamamını yemiş olsaydım, muhtemelen şeker komasına girebilirdim! Bu sırada saat on birde başlayacağı bildirilen filmin yarım saat gecikmeli gösterileceği ilan edilmez mi?


Kısa bir sükûttan sonra "Neden?" diye sorduk elbette. Nedeni şuymuş efendim. iMax formatı dijital filmler, Amerika’dan gösterileceği sinemanın bilgisayarına digutal olarak yükleniyor daha sonra da her bir gösterimi için bir şifre gönderiliyormuş. Amerika’dan ön gösterim kopyası için bildirilecek şifre yerine normal gösterim şifresi gönderilmiş. Tabii Türkiye zamanı ile Pasifik zamanı arasında sekiz saat gibi bir fark olduğu için iki üç dakikada halledilecek yanlış şifre gönderme olayının çözülmesi uzamış da uzamış…

WB Türkiye Şubesi’nin yılmaz yorulmaz basın halkla ilişkiler sorumlusu sevgili Duygu Kutlu, işin uzayacağını anlayınca hemen telefona sarılıp 35 milimetrelik bildiğimiz klasik film kopyasını istetivermiş… Yarım saat içinde filmin 35 mm kopyası geldi ve bobinler sarıldı. Tüm sinema yazarı arkadaşlar Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm 2’yi izlemek için İstinye Park’ın 8 numaralı salonuna doluştuk. Film başlar başlamaz benim ruhum daraldı… Nedenini merak etmiyor musunuz?
Aman Allah’ım! O nasıl bir çamur gibi resim öyle! Şıkır şıkır bir film izleyeceğimi umup, "Aman canım, ne fark eder, ha 35 mm, ha iMax, ikisi de olur. Seyredelim." dediğime diyeceğime pişman olmaz mıyım? Tabii ki olurum. Nasıl bir sıkıntı bastı anlatamam. Çıkıp gideceğim ama olmaz ki, filmi yarıda bırakırsam nasıl eleştiririm?
Bir karabasan görüntüsünü andıran görüntülerden bunalmışken ve filmin yarısı neredeyse bittiği bir sırada salonun ışıkları yandı ve AFM Sinemalarının iş bilir Pazarlama Müdürü Elif Öztürk şifre sorunun hallolduğunu isteyenin altı numaralı salona geçebileceğini söyledi. Kendimi nasıl dışarı attım bilemezsiniz!

Bu yazıyı yazmama, bu kadar teferruatı anlatmama sebep olan iMax görüntülerle yüz yüze geldim. "Oh! Dünya varmış!" Kelimenin tam manası ile şıkır şıkır görüntüler yansıdı perdeye. Ve filminin ikinci yarısında şeker dengem yerine oturdu. Günün geri kalanının arızalı değil tıkır tıkır işleyeceğine dair içimde umut ışığı belirdi.

Sözün özü: Harry Potter ve Ölüm Yadigârları: Bölüm 2’de yeni hiçbir şey yok. Her şey yerli yerinde... Bu güne kadar Harry Potter izlemelerinizde değişen tek faktör şu: Filmi hangi formatta izleyeceğinize karar vermek...


Bu yazı (15.07.2011) tarihinde TGC Bizim Gazete'de yayınlanmıştır.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder