6 Ağustos 2010 Cuma

İnception Yerine Ciddi Bir Adam'ı (A Serious Man) Tercih Etmenizi Tercih Ederim

Leblebi çekirdek gibi Oscar tüketen Joel Coen ve Ethan Coen’in yönettiği Ciddi Bir Adam (A Serious Man), hafif bir film mi? Önce hikâyeye bakalım: Coen kardeşler, son filmleri A Serious Man’i, “hafif ama karanlık bir dönem filmi” olarak tanımlıyor. Oscar’lı filmleri Fargo'nun hikâyesinin yaşandığı Minnesota'da bir Yahudi kasabasında yaşanan olaylar, bir anlamda Coen kardeşlerin üniversite öğretim görevlisi olan babaları ve ev kadını anneleriyle geçirdikleri çocukluklarını perdeye taşıyor (muş).




Hikâye 1967 yılında geçiyor. Orta direk fizik profesörü Larry Gopnik'in (ki muhtemelen Coen kardeşlerin babasını temsil ediyor) hayatı altüst olmuştur: Karısı Judith, onu havalı iş arkadaşı Sy uğruna terk etmek üzeredir. Larry’nin işsiz kardeşi Arthur hâlâ onun evinde, onun kanepesinde yaşamaktadır. Oğlu esrar almak, kızı estetik ameliyat için cüzdanından para aşırmaktayken Larry Gopnik iyice dibe vurmamak için üç farklı hahama danışmaya karar verir…

“Haham da nereden çıktı?” diye sorabilirsiniz. Film, Rusya’da geçen kısa bir Yahudi karabasanı ile açılıyor. Güya tifüsten ölmüş bir haham, karlı bir kış gecesinde, atlı arabasının tekerleği kırılan bir adama yardım ediyor. Kadirşinas Yahudi de hahamı evine çorba içmeye davet ediyor ama (İsrailiyat’a göre şeytanın şubesi) karısı hahamı tam kalbinden bıçaklıyor...


Bu giriş, filmin sonuna kadar aklınızda kalıyor ama ne işe yaradığını SON yazısından sonra filme bağlamaya başlıyorsunuz!

Doğrusunu söylemek gerekirse Coen” biraderlerin soyadlarının hep “Cohen” olması gerektiğini düşünmüşümdür. Demek ki yanılmamışım: Bu iki hayırlı evlat, babalarının ne kadar korkak ve çaresiz, annelerinin tüm diğer türdeşleri gibi ne kadar lanetlenesi (!), diaspora zorunluluğu bağlamında iç evlilikler sonucu toplumun neredeyse yarısının dahi ile deli arasında ne kadar oynak (amcaları gibi) ve fiziken acayip, cemaatlerinin yöneten hahamların ne kadar içi boş olduğunu tıkır tıkır işleyen hikâyeleriyle bize anlatıyorlar…

Filmin başındaki haham öldürme sekansının, bir tür sembolik anlatım içerdiğini düşünüyorum: 1967 yılında gördüğümüz üç hahamın ne kadar içi boşalmış kişiler ve temsil ettikleri ritüellerin ne kadar eskimiş ve genç nesil tarafından değersiz addedildiğinin anlatılması, daha en başta bu hahamın kalbine bıçak saplanmasıyla tamamlanıyor!

“Filmin hikâyesini Eprahim Kishon yazmış olabilir mi?” Diye düşünürken, şu kanıya vardım: Tüm Yahudiler, beş bin yıldan beri aynı demir disiplinden geçirildikleri için dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar birbirine benziyorlar ve hikâyeleri birbirine çok benziyor… (Klasik dönemi için Arz-ı Mevud, modern dönem için Almanlar tarafından uğratıldıkları soykırım, günümüzde ise Arap düşmanlığı ortak travmaları olmaya devam etmiyor mu?) 

Filmin son sekansında, gökyüzünde beliren kara bulutlar, gencecik Yahudi çocukların üzerine üzerine gelirken, kaderlerinin, sığınağın anahtarını bile bulamayan bir ihtiyarın titreyen ellerinde gösterilmesi yine en baştaki haham sekansı ile birlikte yorumlanabilecek bir ima olabilir mi? Muhtemelen evet!

Filmin en ilgi çekici yanlarından biri, Prof. Larry’nin, rüşvetçi Koreli öğrencisi tarafından bir zarf içinde masasına bırakılan dolara tenezzül ettiği anda, hastaneden kara haberin gelmesiydi! Coen’lerin bu tutumu bir ahlakçılık kaygısıyla yapıp yapmadıklarını bilemiyorum ama şunu biliyorum ki, Tanrı’nın yasakladıklarını yapan insanlar eninde sonunda belalarını buluyorlar…

Sezonun iddiasız gibi görünmesine rağmen en ilginç filmlerinden biri. İddiası anlattığı öyküde. Anlattığı insanlarda: bu insanları zaaf, erdem, tuhaflık ve üstünlükleriyle anlatmasında…

Kaçırılmaması gereken bir film. Hatta İnception yerine Ciddi Bir Adam (A Serious Man) filmini tercih etmenizi tercih ederim…

06 Ağustos 2010, Bizim Gazete

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder