SAYFALAR

3 Kasım 2009 Salı

Derviş Zaim Neyin Peşinde?

Bugün iki film birden izledim. Sabahki Zeki Demirkubuz'un Kıskanmak'ıydı. Filmi Antalya'da seyretmiş ve çok beğenmiştim. İkinci seyredişimde hiç sıkılmadım Ama pek çok dil yanlışını not aldım. Eleştirimde bunlara yer vereceğim.

İkinci film Aşk Geliyorum Demez'di. Kelimenin gerçek manası ile çocuk filmi. Böyle bir film çeken yönetmen için ancak şu tabir kullanılabilir: “Yün yumağıyla oynayan kedi yavrusu gibi...”

Taksim'den İstiklal Caddesi'ne, oradan da Simurg'a doğru yürüdüm. Derviş Zaim'le geçişiyorduk ki, onu fark ettim ve seslendim:
-Derviş!


Selam, kelamdan sonra ne yaptığımı sordum. Aramızda şu muhavere geçti:

-Yahu nerelerdesin? Ne var ne yok? Görünmüyorsun!

-Yeni filmim için yapımcı arıyorum.

-Adı neydi filmin?

-Gölge.

-Nasıl bir şey yapacaksın bu sefer?

-Üçlemenin üçüncüsü olacak. Cenneti Beklerken, Nokta ve Gölge...

-Yani gene mistik, metafizik öğeler taşıyacak.

Evet, anlamında başını salladı.

-Sana bir hikâyecik anlatayım mı?

-Anlat.

-Hilmi Oflaz isimli bir ağabeyimiz vardı. Necip Fazıl'ın mutemet dostuydu. Bir gün otobüste giderken sayıların metafiziğinden bahsetmeye başlamış. Arkada da bir matematikçi oturuyormuş. Bir ara Hilmi Bey’e çıkışmış:

-Kardeşim, ne zırvalıyorsun! Sayıların metafiziği mi olur?

Hilmi Oflaz, geriye dönüp adama şöyle bir bakmış ve sormuş:

-Beyefendi, sizin boyunuz kaç?

Adam boş bulunup cevap vermiş.

-Bir 1.77,5!

-Peki, gölgenizin boyu kaç?

-...

Oflaz Abi cevabı yapıştırmış:

-İşte sayıların metafiziği budur!

Derviş gözlerini ve yüzünü farklılaştıran ağır gözlüğünün altından bana gülümseyerek baktı ve aynen şöyle dedi:

-İşte ben de onun peşindeyim!


Fotoğraf: Gürhan Öztürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder