SAYFALAR

9 Nisan 2023 Pazar

42. İstanbul Film Festivali Açılışına Metin Akpınar-Nevra Serezli Damgası

1986 yılındaki Sinema Günleri yıllarından beri takip ettiğim İstanbul Film Festivali bu yıl açılış galasını Kadıköy Süreyya Operası’nın tarihi salonunda yaptı. 

Uzun yıllar “Emek Sineması” gibi şenliğin kalbinin attığı görkemli salonda gala yapa festival, İstiklal Caddesi’nin trafiğe kapatılıp kaldırımların ağaç kabukları misali yolunup kenara atıldığı yıllarda şenliğini Lütfi Kırdar Kongre ve Kültür Merkezi veya Cemal Reşit Rey gibi modernize edilmiş salonlara taşımıştı… Ama bu taşınmalar nihayetinde Taksim’i merkez sayarsak aynı muhit içindeki yer değiştirmelerden ibaretti… 

Emek Sineması’ndan sonra hâlâ tarihi varlığını, -ağır makyajla da olsa- koruyan Süreyya Operası salonu, gönlümüze iyi geldi desek yeridir. Çünkü sinema her ne kadar modernitenin bir çocuğu olsa da 1800’lerin sonlarında doğup 20. Yüzyıl boyunca her türlü tarihi olayı içselleştirmiş bir sanat olarak kendisi de “tarihîleşmiş” bulunuyor…

Tarih ve sinema, İKSV’nin 42. defa düzenlediği istikralı, uluslararası prestijli ve artık “tarihi festival” de denebilecek etkinliğin 2023 yılı galasında o kadar içi içe geçmiş görünüyordu ki, mesela her festivalde minyon bedenine rağmen hemen fark edilen Agâh Özgüç artık aramızda değil de “kaybettiklerimiz” bağlamında anılan bir hatıra olmuştu… Sadece Özgüç gibi sinema yazarı gazeteciler değil, yerli ve yabancı o kadar çok sinemacı kaybettiklerimiz kadrosu içinde Süreyya Salonunun perdesine yansıdı ki, bütün dünya sinemasının tel tel döküldüğü sanısına kapıldım… 

Birkaç gece önce SİYAD 55. Ödül Töreninde de sinemaya ömür harcamış pek çok Türk isim de perdeye yansıtılmıştı. Sungu Çapan, kaybettiğimiz sinemama yazarlarından biriydi…

42. İstanbul Film Festivali’nin hissettirdiği sadece göçüp gidenler nostaljisi olmadı elbette. Mesela Sinema Onur Ödülü’nü alan Nevra Serezli ve ödülünü takdim Metin Akpınar hayatımızın çok önemli değerleri olarak biz davetlilere hakikaten unutamayacağımız anlar yaşattı.

Nevra Serezli bu güne kadar sinema adına hiç ödül verilmemiş bir sanatçı olarak, layık görülen onur ödülüne minnet duyduğunu ifade ederken de, bu ödülün ona Metin Akpınar tarafından verilmesinden iftihar ettiğini söylerken de tiyatro sahnelerinin enerjisi hemen seyirciye geçen oyuncusuydu! Bu sefer, Süreyya Operası sahnesinde yıldızlaştı… 

Metin Akpınar, hayata dair ister geçmişte kalmış, isterse şimdi yaşanıyor olsun, her tür durumu her halde mizaha dönüştürmeye hazır beyniyle, davetlileri gülmece yapmadan içten içe güldürdü… Derinden tebessüm ettirdi mi deseydim acaba!

Geceyi tarihîleştiren bir diğer sanatçı muhtemelen sağlık sebebiyle açılışa katılamayan Kayhan Yıldızoğlu oldu. Rol aldığı filmlerdeki karakterlerin fotoğraflarından oluşturulan kolaj ile izleyicilere Türk sinema tarihinde küçük bir tur attırdı. Yıldızoğlu, pek az sanatçıya nasip olan hayret verecek kadar uzun parmaklı ellerini ön plana çıkarttığı bir video ile beyaz perdeden el salladı… 

42. İstanbul Film Festivali açılışına katılmamı mümkün kılan sevgili arkadaşım Nuray Muştu’yu burada anmadan geçersem nankörlük olur. Uzun yıllar festivalin yılmaz emekçilerinden bir olan Muştu’ya 42. kere teşekkür ediyorum…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder