Michael Hazanavicius |
Sohbet toplantısında ifade ettiği gibi, serbest bir uyarlamaya imza
atan Hazanavicius, “68 Kuşağı”na ulanmaya çalışan ancak “Organik Burjuva
Aydını” oluşundan dolayı bir türlü “Marksist Muhalif Aydın”lar çevresine dâhil
olamayan ve sonunda “Maocluk” limanına demir atan Godard’ı iyice hırpalıyor.
Michael Hazanavicius’un entelektüelliğini ve buna bağlı olarak
var ettiği film estetiğinin lezzetli bir sinema yarattığını hiç kimse inkâr
edemez. Evet; zeki, kışkırtıcı, küstah, iğneleyici, ironik ve komik yanlarıyla “Redoubtable”
uzun zaman tartışılacak, lanetlenecek ve alkışlanacak bir sinema eseri.
Hazanavicius’un filmini, Antalya Film Festivali’nin yeni konseptlerinden
“açık hava sinemasında” kış kıyafetleri tedarik etmiş olmama rağmen titreye
titreye seyrederken, yönetmenin ideolojik saplantısı olmayan, sağlam bir “dünya
görüşüne” sahip ciddi bir entelektüel olduğuna karar verdim. Bu yüzden de
oturup, zekâ patlamalarını nefis görsel ifadelere dönüştüren Hazanavicius
hakkında iyi şeyler yazmaya karar verdim (sanki deminden beri kötü şeyler
yazıyorum da:).
Ancak… Jean-Luc Godard’ın 68 Olayları sırasında Komünist
öğrencilerin Paris’teki toplantılarında yaptığı konuşmalarında "Vietnam,
Filistin, Kara Panterler" vs. den bahsederken kör gözüm parmağına “Kürtler” diye
tutturması tuhafıma gitti. Hazanavicius’a ilk fırsatta Godard’ın, bu
toplantılarda saydığı diğer dünya olayları ile “yapısal” benzerliği olmayan meseleyi
sık sık gündeme getirdiğine dair kitapta veya bir başka yerde belge olup
olmadığını sormaya karar verdim.
Cemile Buhayrat |
-Kitapta, Godard “Kürtlerden” bahsediyor muydu?
Hazanavicius cevap olarak kitapta Kürtlerin bahsinin hiç
geçmediğini ama araştırmalarından bunu çıkartarak kendisinin ilave ettiğini
söyledi!
Aman Allah’ım!
Bir insan hem bu kadar zeki olup hem de bu kadar “aymazlık” içine
nasıl düşebilir? Bu nasıl bir entelektüel etik?
Günümüzde bir emperyalist sömürü oyunu olarak sürdürülen ve “Kürt
Sorunu” olarak dayatılan meseleye bugünden bakarak geçmişe taşımak nasıl bir
aymazlık olmalı?
Dayanamayarak sordum:
-Peki ya Cezayir’den neden hiç bahsetmiyor Godard?
Üstelik "Çinli Kız" filminin kadın kahramanı (ki eserin sahibi, Godard'ın oyuncusu ve sonra eşi) Cezayir'in kadın kahramanı Cemile Buhayrat'ı (Fransızca: Djamila Bouhired) örnek almaktan bahsederken...
Michael Hazanavicius, Attila İlhan’ın “Hangi Batı” kitabında pek çok Batılı Komünistin ağzından aktardığı “O başka!” cevabına benzer bir cevap verdi! "Savaş biteli altı yıl olmuşm"uş...
Onun hakkında kurduğum kristal dünya tuzla buz oldu…
Michael Hazanavicius, Attila İlhan’ın “Hangi Batı” kitabında pek çok Batılı Komünistin ağzından aktardığı “O başka!” cevabına benzer bir cevap verdi! "Savaş biteli altı yıl olmuşm"uş...
Onun hakkında kurduğum kristal dünya tuzla buz oldu…
Sevgili konuğumuz Michael! Kürtler bizim, biz Kürtleriniz.
Emperyalist Batı, “kritik hammadde”yi kontrol etmek için 18. YY’dan beri içine
ettiği Orta Doğu’dan çekip giderse Moğol İstilasından bile sapasağlam çıkmış
bölge insanları, binlerce yıllık geleneklerini yani “birlikte yaşamak” geleneğini
hemen tesis edeceklerine inanın.
Hem size bir de sır vereyim: sandığınız veya iddia ettiğiniz
gibi, mesele “Kürt Sorunu” değil, “Emperyalizm Sorunudur”!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder