Festival için 2008 yılında ürettiğim üç projeden biri olan "İlk Festival Animasyonu" yani 1964 yılında verilen ilk ödüllerin, yaşıyorlarsa bugün hayatta olan sahiplerine, vefat etmişlerse yakınlarına yeniden verilmesi, ilk festivalin yapıldığı yerde yani Konya altı plajlarında o dönemin dekorları içinde partiler verilmesi gibi pek çok zengin ayrıntı içeren projemin aynen uygulandığı halde bu fikri yaratan kişinin yanı Coşkun Çokyiğit'in yokmuş gibi görmezden gelinmesi...
Uygar ülkelerde bunun adı "fikir hırsızlığıdır".
Üstelik Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı yani festivalin sahibi olan Prof. Dr. Mustaf1a Akaydın'ın bunu biliyor olması, yaptığımız telefon görüşmesi sırasında durumu tam ayrıntıları ile kendisine ilettiğim halde "Ben ne yapabilirim Coşkun Bey?" diyerek altında çalışan memurların yaptığına rıza göstermesi, olayın vahametini kat ba kat arttırmaktadır.
Şimdi buradan sesleniyorum: Sayın Mustafa Akaydın ve AKSAV çalışanları, "fikrimi izinsiz alıp kullandınız" ve bunun yüzünüze karşı söylediğim halde elinde altın portakal heykeli tutan kadın kadar dahi sararmadan donuk donuk yüzüme baktınız...
İŞTE KANIT
Bu proje basılı dosya şeklinde ilk olarak TÜRSAK Başkanı Sayın Engin Yiğitgil'e, daha sonra Altın Portakal Sanat Yönetmeni olan Vecdi Sayar'a, onun görevden alınması ile Hülya Özyol'a mail yoluyla bildirilmiştir. Prof. Dr. Mustafa Akaydın'a da telefonda uzun uzun anlatıldı ama yukarıda da anlattığım gibi "Ben ne yapabilirim Coşkun Bey" yanıtı verdi!
Proje: Coşkun ÇOKYİĞİT
Projenin mahiyeti, gerekçesi ve işleyişi
Antalya Film
Festivali uluslararası bir mahiyeti bürünmüş bulunuyor. 2009 öncesi,
uluslararasına geçiş sürecinde yapılan tenkitlerden pek çoğu festivalin kendi
özünden uzaklaştığı yönünde olmuştu. Bugün 46. festival için bir kimlik
doğrulaması yaparak öze dönüş azmi gösterilmiştir. Bu bağlamda ilk festivali,
düzenlendiği yerde, Konyaltı Plajı’nda, hayatta olan sanatçıların
katılımı ile canlandırmak ön görülmektedir: Bu hem yeni nesiller
için hem festivalin hangi şartlarda nasıl başladığını göstermesi bağlamında çok
önemli ve gelenekselleşebileceğini umduğum bir açılım olacaktır.
Böylece ilk festival ile günümüz festivali arasında bir köprü de
oluşturulacaktır…
a)
Bu çerçevede
nostaljik bir etkinlik olarak bir ilk festival partisi düzenlenir.
b)
İlk festivalin
yapıldığı ortamın, konaklanan barakalar, dönemin film afişleri, yaşayan
kişileri, film malzemeleri ile otantik bir biçimde canlandırılması
sağlanmalıdır.
c) Açılış kokteyli ve açılış seremonisi
yapılır:
4 – 10 Eylül 1964 yılında yapılan Altın Portakal Film
Festivali’nde ödülü alanlara yeniden sembolik ödüller verilir.
En İyi Film:
Gurbet Kuşları (Halit Refiğ). En İyi
Yönetmen: Halit Refiğ (Gurbet Kuşları).
En İyi Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur (Acı Hayat). En İyi Kadın Oyuncu: Türkan Şoray (Acı
Hayat). En İyi Erkek Oyuncu:
İzzet Günay (Ağaçlar Ayakta Ölür ). En
İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Yıldız Kenter (Ağaçlar Ayakta Ölür). En İyi
Yardımcı Erkek Oyuncu: Ulvi Uraz (Yarın Bizimdir)
Söz konusu filmlerin hayatta bulunan yapımcı, yönetmen,
oyuncu ve teknik ekip katılımıyla ayrı bir bölüm olarak festivalde seyirciyle
buluşturulur.
Bugün hayatta olan (x); Metin Erksan, Halit Refiğ, Türkan Şoray, Ekrem Bora, Nebahat Çehre, İzzet Günay, Yıldız Kenter ve diğer sanatçılar ve ekipten yaşayanlar davet edilir.
Bu filmler için sanatçı ve yönetmen katılımı ile
yeniden gala yapılır. Halk gösterimleri düzenlenir…
Sanatçıların korteji katılmaları sağlanır.
***
Bir sonraki yıl (47. festivalde) ise ikinci Antalya
Film Festivali’ndeki birinci filmler için aynı animasyon ve seremoni
düzenlenir.
FESTİVAL GECESİNDEN BİR BÖLÜM: FİKRİMİN İNCE GÜLÜNÜN RENCİDE EDİLDİĞİ AN!
-------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder