SAYFALAR

22 Ocak 2013 Salı

SİYAD Ödülleri Verildi

Kimler yoktu ki! Gazeteciliğe başladığım ilk yıllardan beri tanıştığımız ve nezaketine, inceliğine, sanat tutkusuna, ülke sevgisine hayran kaldığım arkadaşım Defne Halman da geceye katılanlar arasındaydı. Töreni, kadın türünün nadide temsilcilerinden oyuncu Ceyda Düvenci sundu. Düvenci, neredeyse kusursuz biçimde sunduğu akış boyunca "Sürçü lisan ettikse affola" diyerek hem salonda kendini canlı olarak takip eden konukların hem de TV'deki izleyicisinin gönlünü aldı. Bravo Ceyda! 
Türkiye Cumhuriyeti Kültür Turizm Bakanlığı Sinema Genel müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri katkılarıyla CRR Konser Salonu'nda gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan SİYAD Başkanı Tunca Arslan, eleştirmenlerin özgür olduğunu vurguladı.  
SİYAD Başkanı Tunca Aslan
Başkan Arslan kendi açısından haklı ama özgürlük kelimesi hakkında, anlamı hakkında, işaret ettiği durum hakkında itirazlarım vardır. Öz kelimesi, Türkçede "ben, kendim" manalarına geliyor. Sonuna, TDK tarafından getirilen gür ise bildiğiniz gibi herhangi bir şeyin bilhassa bitkilerin çokluğunu, diriliğini, iriliğini veya insan saçının çokluğunu vb. anlatır. Yani öz-gür, bir anlamda öz itibariyle gür olan bir başka bakımdan da benliğini ön planda tutan, öne çıkaran anlamına gelir. Halk arasında  serbestlik anlamına kullanır. "Ben ailemle veya fikirdaşlarımla veyahut  partidaşlarımla X partime oy vermekte  özgürüm." dediğiniz zaman gerçekten tüm bağıntılarda kurtulmuş bir iradeyi anlatmış olmuyoruz. "İstediğimi yaparım demek" gibi bir şey ifade etmiş oluyorsunuz.

Oysa, eğer hür/hürriyet yerine dilimize eklenen bu kelime, "öz-gör" olarak yapılandırılsaydı işte o zaman turna gözünden vurulmuş olurdu. Öz-gör/ü, bir insanın diğer tüm bağıntı, bağlantı, ideolojik saplantı vb. etkilerden bağımsız vicdanı ile baş başa kaldığında verdiği karardır! Ben özgür kelimesinin bu manada anlaşılmasından yanayım. Aksi takdirde hiçbir işe yaramaz, soyut ahlaki ve felsefi bağlamından koparılmış bir kelime olarak çöpe gitmeye mahkumdur..

Nitekim SİYAD seçimlerindeki pek çok sonuç geleneksel manada özgür ama özel anlamıyla öz-gör/ü-lü olmadığımızı gösteriyor. Mesela İsmail Güneş'in uluslararası bir jüri ve FİBRESCİ tarafından ödüllendirilen Ateşin Düştügü Yer filmi ideolojik saplantıların kurbanı oldu. Osman  Sınav'ın Türk sinemasının en iyi filmlerinden biri olarak sinema tarihine geçen Uzun Hikaye filmi aynı saplantının kurbanı olarak görmezden gelindi. Örnek: En İyi Sanat Yönetimi verilirken oy veren dernektaşların aklından ne geçiyordu diye düşünmeden edemedim! Çünkü Uzun Hikaye bir dönemin hakkı verilerek canlandırıldığı, gerçek bir sanat yönetimi, dekor, kostüm ve makyaj çalışmasının yapıldığı ödüllere layık bir filmdi...

Fikrimi, genel kongrede olduğu gibi gece sonunda Başkan Tunca Arslan ile paylaştım. Tunca her zamanki mütevazı ve olumlu haliyle bu konuda yapılacak çalışmaya katılabileceğini söyledi. 


Bir başka sinemacı arkadaşım ile uzun uzun tartıştık. Bana göre gecenin en önemli ve verimli anı bu konuşma oldu. Film şirketi sahibi, sinema meslek birliği örgütü üyesi ve entelektüel bu arkadaşımla ileride yapacağımız genişletilmiş toplantılarda sinemanın bir yarasına parmak basacağımızı ve tedavi için bir reçete yazabileceğimizi ümit ediyorum. 

Törenin bitiminden sonra CRR salonunda Sevin Okyay ile biraz geyik yaptık. Tercüman Gazetesinde sinema yazdığım yıllarda Sinema Severler Derneğinde uzun uzun sohbetler ettiğimiz Sevin Okyay! Onur ödülünü kendim almış gibi sevinmiştim ama Sevin'e, "Olmadı be arkadaşım. Bu ödülü geçmiş güzel Sinema Severler Derneği akşamları anısına ben vermeliydim! İki tane duayen (ihtiyar demeye dilim varmıyor) arasında kaldın! Hiç haketmediğin bir şeydi" dedim. Sevin hin hin gülümseyerek onayladı...

Gelelim gecede ödülleri alan filmlerin ve kişilerin listesine... 


Sinema Yazarı Sevin Okyay Onur ödülünü Atilla
Dorsay ve Agah Özgüç'ün elinden aldı. 
Araf filmindeki rolü ile SİYAD En İyi Kadın Oyuncu
performansı ödülüne layık görülen Neslihan
Atagül, ödülünü Şerif Sezer'den aldı. 


Feyzi Tuna Onur Ödülünü Fatma Girik'den aldı

Engin Günaydın'ın En İyi Erkek Oyuncu
ödülünü Uğur Yücel verdi. 
Yeraltı (Y: Zeki Demkirkubuz) filmindeki rolü ile  En İyi Yardımcı
Kadın Oyuncu ödülüne layık görülen  Nihal yalçın ödülünü
Ercan Kesal'dan aldı.

En İyi Film: Tepenin Ardı
En İyi Yönetmen: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)
En İyi Erkek Oyuncu: Engin Günaydın (Yeraltı)
Cahide Sonku En İyi Kadın Performansı: Neslihan Atagül (Araf)
En İyi Senaryo: Emin Alper (Tepenin Ardı)
En İyi Müzik: Paolo Poti, Demir Demirkan (Zenne)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı: Nihal Yalçın (Yeraltı)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı: Mehmet Özgür (Tepenin Ardı)
En İyi Görüntü Yönetimi: Türksoy Gölebeyi (Yeraltı)
En İyi Kurgu: Zeki Demirkubuz (Yeraltı)
En İyi Sanat Yönetimi: Osman Özcan (Araf)
En İyi Belgesel Film: Ben Uçtum Sen Kaldın (Mizgin Müjde Arslan)
En İyi Kısa Film: Sessiz (Rezan Yeşilbağ)
Ahmet Uluçay Umut Ödülü: Dilan Aksüt (Lal Gece)

Onur Ödülleri: 
Sevin Okyay (Gazeteci, yazar Siyad üyesi) 
Feyzi Tuna (Yönetmen)
Necla Nazır (Oyuncu)
Arif Erkin  (Oyuncu, besteci)

En İyi Yabancı Film: Aşk / Amour (Yönetmen: Michael Haneke)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder