SAYFALAR

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Cumhuriyet 87. Yaşını Kutalarken Oradaydım

Aslı Selçuk, SİYAD içinde en çok sevdiğim arkadaşlarımdan biridir. Önceki gün, uzun bir aradan sonra ön gösterime gelmişti. Burada beni ve Erol Bilem’i Cumhuriyet’in 87. Kuruluş yıldönümüne davet etti. Aslıyı hiç kırar mıyım? Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Say Konferans salonunda gerçekleşen törene gelenler içinde Cumhuriyet ve CHP ekolünden olmadığı halde katılan birkaç kişiden biri de bendim. Mehmet Köşker Basın İlan Kurumu İstanbul Bölge Müdürü unvanıyla katıldığı törende Genel Başkan’ını beklediğini söyleyerek ayrıldı. Biraz sonra Aslı bizi salonun en öndeki sırasına oturttu. “Aslıcığım, gel etme eyleme. Ben burada ayrık otu gibi dururum. Benden daha fazla layıklar var bu ön sırada oturmak için sizin camiada” dedim ise de bir kere oturmuş bulunduğumuzu ve kalkmamızın daha ayıp olacağını söyledi. Tören başlamak üzereyken bir de baktım eski İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna Erol’un yayına oturuverdi…
TGC ödül törenlerini andıran bir havada geçen bu toplantıda, ödüller her dalda iki kişiye verildi. Tüm ödül alan konuşmacılar, “Aydınlanma”, “Cumhuriyet ve Cumhuriyetçilik”, “Kemalizm” konularına vurgu yaptılar. Bir müddet sonra fark ettim ki, Türkiye’nin tüm kesimlerinde yakınarak, hayıflanma, geriye doğru olumlu, geleceğe doğru olumsuz vurgu yaparak gündemi dramatikleştiren bir konuşma kültürü oluşmuş…

Sağı da solu da aynı psikolojinin içinde ve aslında hemen hemen aynı şeyleri söylemeye çalışıyorlar. Ve burada anladım ki, Türkiye’deki kesimler birbirlerini dinlemiyorlar. Okumuyorlar ve anlamaya çalışmıyorlar…

Rahmetli İlhan Selçuk’un yeğeni, Turhan Selçuk’un kızı olan arkadaşım Aslı’ya bunu fark etmemi sağlayan bu törene beni çağırdığı için yeniden teşekkür ediyorum.
Aşağıda törenin içeriğine ilişkin geniş haberi ise  Cumhuriyet Gazetesi’nden aldım: http://www.cumhuriyet.com.tr/?kn=7&hn=241714

Cumhuriyet gazetesinin 87. kuruluş yıldönümü ve 65. Yunus Nadi Ödülleri töreni sanat, siyaset, basın ve iş dünyasını buluşturdu. Cumhuriyet'in 87. yaşını 'gölgeli bir mutluluk'la kutladıklarını söyleyen Orhan Erinç, "Mustafa Balbay'ın da yanımızda olduğu, okurlarımızla daha da güçlü yeni yaşlar umut ediyoruz" dedi.
İstanbul/Ankara/İzmir/Adana/Eskişehir - Cumhuriyet gazetesinin 87. kuruluş yıldönümü töreni ve kutlamaları kapsamında 6 dalda verilen “Yunus Nadi Ödülleri”, Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Say Konferans Salonu’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu.


Sunuculuğunu Gülsen Tuncer’in yaptığı gecenin açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, Cumhuriyet gazetesinin 87’nci Yunus Nadi Ödülleri’nin ise 65’inci yaşına girdiğini belirterek “Bu iki özellik Türkiye için fazla yaşanan bir özellik değil. Çünkü gerek sanat gerekse medya dünyasındaki değişiklikler kalıcı ve sürekli olmayı pek gerçekleştiremiyor. Bu nedenle Cumhuriyet gazetesinin 87. yaşına basması, Türkiye için önemli bir gelişmedir” dedi. 87 yılın hiç de kolay geçmediğini anlatan Erinç, “Kurucumuz Yunus Nadi’nin 7 Mayıs 1924’te Cumhuriyet ile ilgili tanımları arasında şu tanım da yer alıyor: ‘Memlekette halkın halk tarafından halk için idaresi, bizim idealimizdir. Biz yalnız bu idealin esiriyiz, başka hiçbir kuvvetin değil.’ Bu sözler, Cumhuriyet’in 87 yıllık yaşamında yaşama geçirilmesi için çalışılan en önemli özellik oldu. Bu özelliği nedeniyle de hem yayın yaşamı çeşitli nedenlerle kapatıldı. Hem de çalışanları, yazarları en çok öldürülen gazete oldu” diye konuştu. Kuruluş yıldönümü nedeniyle çok sayıda mesaj aldıklarını söyleyen Erinç şöyle devam etti: “Bir okurumuz, ‘Cumhuriyet kısılmak istenilen sesleri duyurur’ diyor. Bir başka okurumuz ise ‘Cumhuriyet gazetesinin sayıları Türkiye Cumhuriyeti’nin günlük tutanaklarıdır’ ifadesini kullanıyor. Cumhuriyet’in 87. yaşına ulaşmasını okurlarımıza borçluyuz. Okurların olmadığı süreçte gazetenin varlığından söz edemeyiz. 87. yaşımıza basmaktan mutluyuz. Ama bu ‘gölgeli bir mutluluk.’ Çünkü Mustafa Balbay aramızda değil. Onun da aramızda olduğu, sizler ile birlikte nice yıllar diliyorum.”

Erinç’in konuşmasının ardından 87. kuruluş yıldönümü ile Yunus Nadi Ödülleri töreni, Cumhuriyet gazetesinin 87 yıllık öyküsünün anlatıldığı sinevizyon gösterisiyle devam etti.
Yarışmaya 310 kişi katıldı
Yalçın Yelence’nin hazırladığı sinevizyon gösteriminin ardından ödül törenine geçildi. Bu yıl 65’incisi düzenlenen ve 6 dalda 10 ödülün verildiği ödül töreninde, ilk ödül roman dalında verildi. “İncir Tarihi” adlı yapıtıyla Faruk Duman’a ödülünü Tekirdağ Belediye Başkanı Op. Dr. Adem Dalgıç verdi. Dalgıç, Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet gazetesinin ilelebet yaşayacağını söyledi.
Öykü dalında ise ödüle Erendiz Atasü’nün “Hayatın En Mutlu Anı” adlı yapıtı ile Fadime Uslu’nun “Gölgede Yaşamak” adlı yapıtı layık görüldü. Atasü ve Uslu’nun ödülünü ise Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin verdi.
Şiir dalında ödül bu yıl Melisa Gürpınar’ın “Gezintiler” adlı yapıtıyla Ünal Ersözlü’nün “Kapıyı Çalıyorum” adlı yapıtı arasında paylaştırıldı. Gürpınar ve Ersözlü’nün ödünü veren Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, Cumhuriyet gazetesinin bir üniversite olduğu belirterek “Bu kadar zor bir dönemde her gün Cumhuriyet okuyorum. Başka yerlerde okuyamadığımız haberleri Cumhuriyet’te okuyoruz. Gazetemizin 187. yaşını da kutlamasını istiyorum” dedi.
“Sosyal Bilimler Araştırması” dalında ise Osman Selim Kocahanoğlu’nun “Atatürk’ün Üç Muhalifi (1) Kazım Karabekir” adlı yapıtı ve Eray Karınca’nın “Kız Doğursun Anneler” adlı yapıtlar ödüle değer görüldü. Kocahanoğlu ve Eray Karınca’nın ödüllerini ise Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev Coşkun ve Orhan Erinç sundu.
“Karikatür” dalında ödülü Ozan Soydan ve Hicabi Demirci’nin yapıtları aldı. Bu ödülü de Ertin Akgüç sundu. Yarışmada son ödül ise “Fotoğraf” dalında verildi. Sezgin Güvel’in ödülünü veren Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Aysel Çelikel, Cumhuriyet gazetesinin tüm güçlüklere karşın yayın hayatına devam ettiğini ifade ederek “Cumhuriyet, bu ülkenin Cumhuriyeti’dir. Onunla rahatlıyor ve ferahlıyoruz” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder