SAYFALAR

8 Ocak 2010 Cuma

Ailece Seyredilecek Bir Çocuk Filmi: Pıtırcık (Le Petit Nicolas)



Geçen cuma sabahı Pıtırcık filminin ön gösteriminde gittim. Hiç ummadığım kadar nefis bir filmle karşılaştım. Hayretler içindeyim... Ancak eleştiriyi biraz sonraya saklıyorum. Önce çektirdiğimiz fotoğrafı paylaşıyorum.

1950'li, 1960'lı yıllarda sinema salonlarında ailecek seyrettiğimiz komediler vardı. (50'li, 60'lı yıllarda sen kaç yaşındaydın diyen çıkabilir: o vakitler filmler Türkiye'ye çok sonra geliyor ve bunlar yılarca Anadolu'da gösteriliyordu! Bir kısmını seyrettiğimi hatırlıyorum.) Tertemiz ve insanlara sıcacık duygular kazandıran türden komediler. Aşk üzerine, aile üzerine, maceralı hayatlar üzerine. Hepsinde bir nafilik, temizlik vardı. Hepsi de izlendikten sonra uzun yıllar unutulmazdı... İşte 2010 yılının ilk hafta sonu seyrettiğim Pıtırcık, tam öyle bir film çıktı! Günümüzde çekilmiş ama 20. Yüzyılın ortalarını anlatıyor...


Yıllar boyunca hikayeleri Türkiye'de de yayınlanan Pıtırcık (Le Petit Nicolas) filminde sekiz minik hayta (!) var. Bunların içinde lakabı Pıtırcık olan hikayeyi anlatan merkezdeki kişi. Arkadaşları Lüplüp, Gümüş, Toroman, Çarpım, Şirin, Dalgacı ve Tıngır ise hem çeşitli çocuk (gelecekteki yetişkin) karakterlerini, hem de toplumdaki sosyal sınıfları, rolleri vs. işaret ediyorlar.

Hikaye aktıkça önce içime bir korku düştü: "Eyvah yoksa bir Fransız Hababam Sınıfı mı?" Diye. Ancak Türçe dublajlı olmasına rağmen Pıtırcık asla böyle bir yola girmedi. Tam tersine bu duygum çabucak silindi.

Öğretmen öğrenci ilişkileri, çocuklarının aile yapıları, bir çocuğun yeni doğmuş veya doğması muhtemel bir kardeş karşısında yaşadığı duygu karmaşası, patron işçi münasebetleri, eşini, kocasının patronu, kendisini patronun eşi ile kıyaslama gafletine düşen Pıtıncık'ın annesinin, yanlış düşünce ve uygulamaları sonucu küçük düşmesinin film içinde nefis bir "kıssa" olarak anlatılması... Ve filmin, hâlâ bir çocuk filmi olarak kalması!

Evet! Pıtırcık gerçekten ailece seyredebileceğiniz ve herhalde hoşlanacağınız bir film. Bence çocuklarınızı da alıp çook uzun zamandır yapamadığınızı düşündüğüm, "ailecek film izleme" geleneğine yeniden dönebilirsiniz!

Bu arada!
Filmin "derin mesajı"nın sadece biz şanslı seyircileri eğlendirmek olmadığını ifade etmeliyim. Pıtııcık aslında Fransızlar'a diyor ki: Biz çocuklar göründüğümüz kadar korkunç değiliz! Çocukları sevin ve en az iki çocuk yapın! Bir kardeş bizim için çok önemli: iki çocuk ise bir ulus için!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder