SAYFALAR

6 Kasım 2009 Cuma

Ömür Gedik İle Program Çekmek ve Simit Yemek

Geçen çarşamba günü bir televizyon kanalı için yaptığım deneme çekimlerine medyatik bir konuk ararken aklıma ilk olarak Ömür Gedik geldi. Pek çoklarının kanaatinin aksine Ömür, "arkadaşlık" kavramının anlamını doğru yorumlayan, akıllı ve güzel bir kadındır!
Yağmura, kasvete ve çekimin yayınlanmayacak olmasına rağmen ta Beykoz'dan Bayrampaşa'nın dar ve trafik işkencesi garanti sokaklarına geldi. Hem de trafikte saatlerce çile çekerek...


Hatta yolu kaybettiği vakitler çıldırmış bir halde;
-Coşkun! Sen beni nerelere gönderdin? Burası neresi? Ben buradan nasıl çıkacağım? Çığlıkları atarak beni fırçalamayı ihmal etmedi!!!
Bir ara tam vaz geçecekken, sonra yine "arkadaşlığını" hatırladı ve nihayet Yeni Şafak Gazetesi'nin dördüncü katındaki stüdyoda çekimimizi yapabildik...

Dönüşümüz de ilginç oldu. Trafik korkunç ve Ömür söz verdiği randevuya geciktiği hade sakin. Hatta rahatlamış ve espiri yapıyor. Gelirken yolu bulamadığında önünde durduğu herkese tarif sorduğunu, insanların yardım için can attığın söyleyerek gülüyor. Hatta adamın biri fırlayarak bir dükkana girmiş ve yol tarif sorup Ömür'e anlatmış...
Kadıköy'e doğru böyle gülüşerek yol alırkan ileride yol ortasında elinde koca bir simit tablası olan simitçiyi gördü.
-Simit yiyelim mi? Ben sabahtan beri bir şey yemedim! Dedi.
Balık yemeyi teklif ettimse de her zamanki tok gözlülüğü ile;
-Hele sen programı al da sonra yeriz! Dedi. Beni borçlandırdı. Oysa ben peşin peşin borcumu ödemek istiyordum...
Ve simitçi Ömür'ün cipinin yanında durdu, iki simit verdi. Bu sefer benim tikim tuttu.
-Onları hemen bırak, kendi elinle al! Dedim.
Onu da yaptı...
Yahu ne uyumlu kız! Eskilerin dediği gibi "Allah sahibine bağışlasın"!
Simitleri yemeye başladık. Bir ara konuşurken ona döndüm. Ne göreyim? Simit, makine dişlisi gibi ısır ısırık değil mi?
-O ne biçim simit yemek, o?
-Ben böyle yerim.
-Gerisin atıyor musun?
-Hayır canım ne münasebet! Kuşlara veririm...
Eh bu kadar olur...
Antalya Film Festivali Jürisi değerlendirmemde ne demiştim ben?
"Ömür Gedik! Hemen her sabah yan yana film izlediğim sinema yazarı arkadaşım. Saçlarını kısacık kestirdiğinde ona bir ara "Ömercik" diye takılmıştım. Bazıları onu "Bir kedi mi gördüm ne?" diyen "Tweety"ye benzetiyor! ..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder