SAYFALAR

16 Ekim 2009 Cuma

Altın Portakal’dan İzlenimler 2: Irkçı ve Bölücü Bir Film Min Dit

Ülkemizi adım adım bölmeye götüren "entelektüel", "sanatçı", "siyasetçi" kisveli kimi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sinema sanatı tülüne bürüdükleri yeni bir film, Uluslararası 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında gösterildi.

Ben Gördüm (Min Dit) isimli filmi sonuna kadar sabırla seyrettim. İyilik, sevgi, merhamet, dostluk ve bölücülük fışkıran tüm sahnelerin Kürtçe, kötülük kokan bütün işlerin Türkçe ile anlatıldığı filmin çığırından çıktığı sahne evsiz Diyarbakırlı çocukların ateş yakarak "Nerede Benim Güzel Kürdüstanım" diye şarkı söyledikleri planlar idi... Bu andan itibaren yönetmenin masumane bir film değil "dil üzerinden ırçılık ve bölücülük yapabileceği" bir filmi daha en başından tasarladığı anlaşıldı. Bu ilk Kürtçe film değil, ilk Kürtçe çekilen Kürtçü filmdir. İkisinin arasında büyük, büyük fark vardır.

Basın toplantısında mavi boncuklu yalanlar söyleyen yönetmen, çocukları ateşin başına oturttuğunu, kendisinin onlara haydi bir şarkı söyleyin dediğinde bu şarkıyı söylemeye başladıklarını iddia etti. Bu da önceden planlanmış bir cevaba benziyordu. Çünkü böyle bir cevapla kendisinin kürtçülük yapmadığını ama çocukların bir kürtçülük bilincine vardığını iddia ediyor ki, Bu tür kıvırmalara Türkçe'de "özrü kabahatinden büyük" denir...

***

46. Uluslararası Antalya Film Festivali Ulusal Jürisi bölücülüğe sinema sanatını alet eden Ben Gördüm filmiyle çetin bir imtihandadır... 46 yıllık film festivalinde pek çok politik sinema ürünü film ödüllendirilmiştir ama bunların hiçbirisinde Türkiye topraklarında bir başka devletin kurulmasına yönelik, imgeler, trükler, kurgular ve gizli niyetler yoktu.

Filmin bitişinde salonu özellikle erkenden doldurmuş ve hatta basın mensuplarının iki sıra koltuğuna kadar sızmış militanların, militan ruhlu bölücülerin yağdırdığı alkışlara karşılık basın toplantısında bir tek Türkçe haykırış bütün bu Kürtçe tertibe yetmiştir! Adını bilmediğim bir bayan: "Hiçbir zaman niyetinize erişemeyeceksiniz. Türkiye'de bir Kürdistan kurulmayacak!" diyerek 46 yıllık festival ruhu ile Cumhuriyetimizin kuruluş ruhunu temsil etmiştir.

Onun dışında tıs çıkmaması Türk entelektüellerinin ve Türk insanın ne kadar büyük baskı altına alındığını göstermesi bakımından ilginçtir. Türk enteleküelleri ve seyircisi katotonik bir ruh haline indirgenmiştir. Bir tokat, bir şok gerekiyor onların bu şizoid baygınlıktan uyanması için!

***

Bakalım Ulusal Büyük Jüri bu başkaldıran Atatürkçü genç kadın gibi mi yoksa tırsmış entellektüeller ve ahali gibi mi davranacak?

En çok bunu merak ediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder