27 Ekim 2014 Pazartesi

Holywood Sineması tam bir yalınlaştırma makinesi gibi çalışıyor

Filmin afişi.
Hürriyet gazetesinin İnternet sitesindeki haberi görünce, "İşte bu!" dedim. Yıllarca yazdım, yazıyorum ve bundan sonra da yazacağım. Hollywood sineması kurulduğu günden beri tam bir "yalanlaştırma makinesi" gibi çalışıyor. Önce Kızıderililer ve Amerikan soykırım tarihi konusunda yalanlar söyledi. Soğuk Savaş döneminde, istihbarat dünyasının en büyük silahlarından iki argümanı, "enformasyon-dezenformasyon"u sinema sanatına sokarak tam bir jurnalji gibi davrandı. Kimi zaman devraldığı "Haçlı Edebiyatı" dilini kullanarak Batı Avrupa ve Amerika dışında yaşamayan yani "ari ırk"tan olmayan insanları öküz yerine koyduğu bile oldu! 11 Eylül'den sonra ise "Haçlı Edebiyatı" dilini tamamen benimseyerek bütün Müslümanları potansiyel terörist, savaşılacak, inlerinde yok edilecek yaratıklar olarak anlatmaya başladı. En son Dracula Untold filminde tarihi gerçekleri çarpıtan, yalanlaştırıcı, indirgemeci, ötekileştirici, ırkçı ve ayrımcı bir dil kullanarak 21. Yüzyıl için yine Amerika tarafından siyasi söylemin gözde kavramlarına, yani Yeni Dünya Siyaseti'nin politik ilkelerine ters düşen bir filmi dünya seyircisine sunma küstahlığını gösterdi!

İyi de Geceyarısı Ekspresi İngiliz - Amerikan ortak yapımı dediğinizi duyar gibi oluyorum: Evet doğru, İngiltere'nin Güneş Batmayan İmparatorluğu, "Gölgeler İmparatorluğu"na dönüştükten sonra bu ülke kendi yumruğunu değil Amerikan yumruğunu kullandığı için göze batan da anlı şanlı Birleşik Devletler sineması oluyor! 

Bir tür beyin kol işbirliği gibi yani...

İşte o haber
Ümid edelim de bizimkiler Billy Hayes'i
bir kahramana dönüştürmesinler!

Gece Yarısı Ekspresi'nin kahramanı, 
New York’a Türk bayrağı çekecek


Nafiz ALBAYRAK / DHA 27 Ekim 2014

Türkiye’yi dünyaya yanlış tanıtan ‘Gece Yarısı Ekspresi’ filminin gerçek hayattaki kahramanı Billy Hayes, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinde New York’ta Wall Street’e Türk bayrağı çekecek.

Hayes “Filmde hiç iyi bir Türk göremiyorsunuz. Bana göre bu büyük bir sorundu. Gece Yarısı Ekspresi’ni gören ve asla Türkiye’ye gitmeyiz düşüncesinde olan herkesin, Billy Hayes’in Türk bayrağını göndere çektiğini görmesi filmin yarattığı etkiye denge sağlar. En azından öyle umuyorum” diye konuştu.

TÜRKİYE’nin üzerine yıllar boyu kara bulut gibi çöken ‘Gece Yarısı Ekspresi’ filminin gerçek hayattaki kahramanı Billy Hayes, her yıl New York’ta düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinin bu yılki programında Türk bayrağını göndere çekecek. 23 yaşındayken İstanbul’dan ABD’ye götürmek istediği 2 kilo haşhaş ile yakalanarak önce ömür boyu sonra da 30 yıl hapse mahkûm edilen, Sağmalcılar ve İmralı’da geçen 5 yıllık hapis hayatından sonra cezaevinden kaçan Billy Hayes, Türk bayrağını göndere çekmekten onur duyacağını belirterek şunları söyledi:

FİLM DOĞRU DEĞİL
Filmden bir sahne.
“Başkonsolos bizi kabul edip gelecek hafta yapılacak bayrak çekme töreni konusunda konuşma inceliğini gösterdi. Wall Street’e Türk bayrağı çekmekten onur duyacağım. Şaka gibi bir yanı var gibi görünse de ben iyileştirici yanını önemsiyorum. Tüm yaşananlardan sonra Billy Hayes ve Türkiye yeniden bir araya gelirse, dost olurlarsa, herkese, dünyaya yarar sağlayacak. Benim için de kesinlikle doğru olan bu. İstanbul'u her zaman seviyorum, Türkler ile çok iyi anlaşıyorum. Sonra bu film ortaya çıktı. Ama filmden önce çıkan kitabımda, kızgınlığımın Türkiye'ye ya da insanlarına değil, hapishanede olmaya yönelik olduğunu anlattım. Ama film tersini yaptı, hepimizin üzerine büyük bir yük bindirdi, özellikle Türkiye’ye... 

Şimdi bu dengeleri yeniden kurmak için ortaya bir şans çıktı. Amacım bilmeyen insanlara, Gece Yarısı Ekspresi filminin, Türkiye, Türkler ya da İstanbul olmadığının, çok farklı olduğunun farkına vardırmak. Bu fırsatla bunu yapabilmeyi umuyorum. Film çok güçlü bir medya organı ve Gece Yarısı Ekspresi filmi de sinematografik olarak çok iyi yapıldı. İyi yapılmamış olsa zaten uzun süre önce unutulmuş olurdu. Alan Parker çok zeki bir yönetmen, Oliver Stone müthiş bir senaryo yazarı, oyuncular Brad Davis, John Hurt harika bir iş çıkardılar. Ama filmde hiç iyi bir Türk göremiyorsunuz. Bana göre bu büyük bir sorundu. Çünkü Gece Yarısı Ekspresi filmini gören herkes ‘İstanbul’a, Türkiye’ye kesinlikle gitmeyiz. Korkunç bir yer, çok kötü insanlar’ düşüncesine kapıldı. Ama bunu adım adım değiştirebiliriz, Billy Hayes’in Türk bayrağını göndere çekmesi gibi sembolik jestlerle örneğin. Gece Yarısı Ekspresi’ni gören ve asla Türkiye’ye gitmeyiz düşüncesinde olan herkesin, Billy Hayes’in Türk bayrağını göndere çektiğini görmesi filmin yarattığı etkiye denge sağlar. En azından öyle umuyorum. İnsanlar Türkiye’ye, İstanbul’a gidip geri döndüklerinde İstanbul’a âşık oldum, Gece Yarısı Ekspresi filmi doğru değil diyecekler. Evet, film doğru değil, Türkiye hakkında söylediği birçok şey doğru değil. Hapishane güzel bir yer değil, tıpkı hemen şurada Rikers Adası’nda olmadığı gibi, hiçbir yerde olmadığı gibi. Ama Türkiye harika bir yer ve yeniden gidebilmeyi umuyorum.”

Midnight Express
İngiliz-Amerika ortak yapımı olan, 1978 çıkışlı ‘Gece Yarısı Ekspresi’, 1970’te Türkiye’de tutuklanıp hapse atılan Billy Hayes’in gerçek öyküsünden yola çıkılarak yazılmış bir hikâyeyi anlatıyor. Filmde, Amerikalı genç bir turist olan Hayes, sevgilisi Susan ile birlikte Türkiye’de tatildedir. Hayes tatil dönüşü ülkesine 2 kilogram haşhaş götürmeye teşebbüs eder. Vücuduna gibi yerleştirdiği küçük paketler halindeki uyuşturucu, uçağa binmek üzereyken yapılan ani bir güvenlik aramasıyla polisler tarafından bulunur ve İstanbul Sağmalcılar Cezaevi’nde işkence ve kötü davranışlara tabi olacağı süreç başlar. Film, Türkiye’yi yanlış tanıttığı gerekçesiyle uzun yıllar tartışma konusu olmuştu.


HABERİN LİNKİ

DEVAM HABERİ LİNKİ
Gece Yarısı Ekspresi'nin uluslararası künyesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder