13 Mart 2013 Çarşamba

Osman Sınav Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'dan diplomasını aldı ve "Öpeyim Hocam!" dedi

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema Televizyon Enstitüsünün adı, kurucusu ve yürütücüsü Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'nun ismi eklenerek değiştirildi. "Devletin kurmadığı ilk devlet kurumu" olarak Sami Şekeroğlu tarafından Klüp Sinema 7 adıyla başlatılan; sinemacı, bilim adamı ve güzel sanat tutkunlarının desteğiyle yaşayan ve bugün gelen kurum, önceki akşam düzenlenen bir törenle "Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Prof. Dr. Sami Şekeroğlu Sinema Televizyon Enstitüsü" adını aldı. 

Kurumun kuruluşunun 50. yılı münasebetiyle düzenlenen törende yönetmen Osman Sınav 35 yıl sonra hocası Sami Şekoroğlu'nun elinden diplomasını ald: Mustafa Kutlu'nun Uzun Hikaye isimli eserini aynı adla filme uyarlayan Osman Sınav, eserini bitirme tezi olarak sundu. Prof. Dr. Şekeroğlu, öğrencisi Sınav'ın filmini 100 üzerinden 95 puanla değerlendirdi. Osman Sınav böylece lisans tezini başarıyla vermiş oldu ve diplomasını hocası Sami Şekeroğlu'nun elinden aldı


Biraz da Yorum
Prof. Dr. Sami Şekeroğlu ile ilk ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum ama Ulusal Sinema, Milli Sinema, Devrimci Sinema, tatlı su komünistlerinin Avro-ABD merkezli kültür ithalatçılığı gibi konuları tartışan kitaplarda adının sık sık geçtiğini hepimiz biliriz. Zaten bir insanla fiziki tanışıklık yerine fikri tanışıklığın daha iyi olduğunu pek çok defa tecrübe etmiştim.

Geçen yıl İstanbul Film Festivali'nde gösterilen Gurbet Kuşları filminden sonra, Sinema Televizyon Enstitüsü hakkında çok olumlu bir yazı yayınlamıştım. Prof. Dr. Asiye Korkmaz ve Prof. Dr. Sami Şekeroğlu ile enstitüde buluşup uzun uzun sohbet etme fırsatı da bulmuştum. O günlerde enstitü içindeki sinema salonları yeni yapılıyordu. 
Prof. Dr. Sami Şekeroğlu ve
Coşkun Çokyiğit
Önceki akşam, 50. yıl kutlamaları, hocanın adının enstitüye verilmesi ve Osman Sınav'ın diploma töreninden sonra bu salonda film seyretme imkanı buldum. 
Tek kelime ile muhteşemdi.
Projeksiyon, perde, ses düzeni, koltuklarının konumu ve perdenin asla bir başka kafa tarafından gölgelenmemesi gibi çok ince ayrıntılar düşünülerek hazırlanmış salona aşık oldum. Çünkü 365 günün neredeyse 250 günü ön gösterimlerde sinema salonlarında geçiyor. O kadar kötü sinemalar, projeksiyonlar ile muhatap kalıyoruz ki, kimi zaman lanet okuduğumuz bile oluyor! Umarım Basın Ön Gösterimleri de bu salonda yapılır ve biz sinema yazarları adam gibi bir salonda film izleme imkanına kavuşuruz...

Sözün özü
1960 lı yıllarda bir sinema kulübü olarak merdiven altında başlayan serüven, bugün devlet kurumu olarak dünya standartlarını yakalamış teknik alt yapı ile Türk sinemasına hizmet veriyor.
Sadece teknik standartları mı yüksek ve kaliteli? 
Hayır!
Hocaları, yetiştirdiği yönetmenleri ve yapılan filmler ile de dünya standardının üzerine çıktığı anlar, yerler oluyor.
Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'nun hizmetleri yönünden takdir edebilecek bir konumda değilim ama hayranlığımı bir gazeteci-yazar olarak buradan cümle aleme ilan ediyorum.
İyi ki Sinema Televizyon Enstitüsünü kurdunuz!
İyi ki Halit Refiğ, Metin Erksan, Lütfi Ö. Akad, Duygu Sağıroğlu gibi büyük isimlerle eğitici kadrolar kurdunuz!
İyi ki Osman Sınav Yeşilçam'ın "..izmci" sinemacılarının yanında değil  sizin mektebinizde yetişti...

Nice Yıllara Hocam...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder