8 Ekim 2012 Pazartesi

Geçmiş Güzel Günlerin Hatırına Susmak da Vardır

Hülya Aldinç Hülya'ya neden böyle bakıyor dersiniz?
Hülya Avşar haberim sosyal medya ve blogumda patladıktan sonra oturup sakin sakin düşünmeye başladım. Bugünkü imkanlar olmasaydı Twitter'dan yayınladığım bilgiyi ancak gazetemin haber merkezindeki birine telefonla yazdırabilirdim. Haberin değerlmendirmesi de artık o gece nöbette bulunan arkadaşın vereceği değere bağlı olurdu.

Bundan 25 yıl önce Festival'e ilk geldiğimde Sera Otel'de kalmıştık. Şimdi Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı sevgili Mevlüt Yeni o zaman Tercüman'ın Antalya temsilcisiydi. Bir kaç daktilo, bir iki faks makinesi ile idare ederdik. Filmler uçakla İstanbul'a gönderilir ve orada banyo edilir, gerekirse kullanılırdı...

Daha sonraki festivale çağırlamdım. Bu yüzden gazetemeden para isteyerek festivali takip ettim. Valiliğin kara Yolları misafirhanesinde kaldım. Barbaros Yüksel oda arkadaşımdı. Hatta onunla beraber Fatma Girik röportajına gitmiştik. Girik mayolu fotoğraf çektirmemişti, "Memduh beni keser" diyerek...

HülyeÖzyol daha İstanbul'da öğrenciydi! Şimdi festivalin anlı şanlıyöneticisi, sanat danışmanı, ruhu, hafızası Göksel Kumsal incecik bir delikanlıydı. Ben de inceciktim. Saçlarım gürdü. Simsiyahtı. O günden bugüne festival için bir tek yalan yanlış haber yazmadı. 30 yıllık yaşamımda bir hakkımda bir kere dava açıldı, onda da dava açan taraf mahkemeye gelmeyerek davasından vaz geçti.

"Şimdi ne oldu da binları yazıyorsun?" sorusunu soranlar olabilir. Avşar Kızı heyecanına hakim olamayıp izlediği film hakkında bana fikrini söyleyip de ben haberi sosyal medya yoluyla "patlattıktan" sonra bir sonraki filmi izlemeye girdiğimiz aynı salonda bana, "Böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum" deyince içimde gülüp "Hafıza kartını değiştir Hülyacığım" demek geldi ama geçmiş güzel günlerin hatırına sustum! Hem festivaldeki geçmiş güzel günlerimin hem de Hülya Avşar ile film setlerinde röportaj için buluştuğumuz güzel günler için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder